YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3806
KARAR NO : 2015/8093
KARAR TARİHİ : 20.04.2015
Tebliğname No : 6 – 2013/322015
MAHKEMESİ : Ulus Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2013
NUMARASI : 2010/63 (E) ve 2013/35 (K)
SUÇ : Karşılıksız yararlanma, mühür bozma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5271 sayılı Kanun’un 185. maddesine aykırı olarak 18.01.2012, 17.10.2012 ve 28.11.2012 tarihli duruşmaların açık yapıldığı anlaşılmışsa da, inceleme tarihi itibariyle suça sürüklenen çocuğun 18 yaşını doldurduğu görülmekle bu eksikliğin telafisi mümkün görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine katılınmamış, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1) 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde, “yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dâhilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanık ya da sanıkları hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi” olduğu değerlendirilip, sanığın katılan kurumun zararını giderip gidermediği sorularak, gidermediğinin tespiti halinde, katılan kurumun cezasız ve vergisiz gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, suça sürüklenen çocuğa “bilirkişinin hesapladığı kurum zararını gidermesi durumunda 6352 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine” ilişkin, kurum zararını açıkça içeren nitelikte bir bildirimde bulunulduktan sonra yasal sürenin geçmesi nedeni ile makul bir süre de tanınıp bu süre beklenilerek sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayininin gerekli olduğu gözetilmeden, suça sürüklenen çocuğa gönderilen bildirimde ödenmesi gereken kurum zararı gösterilmeden ve katılan kurum adı yanlış yazılarak yazılı şekilde karar verilmesi,
2) Suça sürüklenen çocuğun, suç tarihi itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel sabıkasının bulunmadığı, herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden suç nedeniyle oluşan zararın giderilmesi koşulun aranmayacağı, mühür bozma suçunun da zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı gözetilerek, 5271 sayılı CMK’nın 231/6. maddesinin (b) bendinde belirtilen, “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel (sübjektif) koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, bir daha suç işlemeyeceği konusunda oluşan olumlu kanaat ile hapis cezası ertelenen suça sürüklenen çocuk hakkında “katılanın eylem nedeniyle uğradığı zararı gidermemesi” biçimindeki yeterli olmayan gerekçeye dayanılarak mühür bozma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına kararı verilmesi,
3) Daha önce hapis cezasına hükmedilmemiş ve suç tarihinde 18 yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin edilen bir yıldan az süreli hapis cezasının, 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesine göre, aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4) Suça sürüklenen çocuk hakkında 5271 sayılı CMK’nın 150/2 maddesi uyarınca, mahkemesince Baroya yazı yazılarak savunmak üzere bir avukatın görevlendirilmesi nedeniyle zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı biçimde yargılama gideri olarak suça sürüklenen çocuğa yükletilmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 20/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.