Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2015/3795 E. 2015/8116 K. 20.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3795
KARAR NO : 2015/8116
KARAR TARİHİ : 20.04.2015

Tebliğname No : 2 – 2014/3117
MAHKEMESİ : İzmir 14. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/10/2013
NUMARASI : 2013/453 (E) ve 2013/693 (K)
SUÇ : Karşılıksız yararlanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- 5237 sayılı TCK’nın 168. maddasine 02/07/2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki” Kanun’un 84. maddesi ile eklenen 5. fıkrası ile “karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz…” hükmü getirilmiştir.
6352 sayılı Kanun’un geçici 2/2. maddesi ise, “Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar” şeklinde düzenlenmiş olup, 6352 sayılı Kanun’un geçici 2/2. maddesinin, yürürlüğe girdiği 05/07/2012 tarihine kadar işlenen suçlar hakkında uygulanacağı, Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra işlenen suçlarda ise 5237 sayılı TCK’nın 163/3 ve 168/5 maddelerine göre uygulama yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, 02/09/2012 tarihli suç tutanağına istinaden hakkında 29/05/2013 tarihli iddianame ile kamu davası açılmadan önce katılan kurumun bilirkişi tarafından belirlenen vergi ve cezalardan arındırılmış gerçek zararının soruşturma aşamasında 07/01/2013 tarihinde tazmin eden sanık hakkında kamu davası açılamayacağından CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartının gerçekleşmemesi nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesi yerine kovuşturmaya devamla yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi,
2- 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’na 6352 sayılı Kanun’un 103. maddesiyle eklenen 2. fıkrasındaki “karşılıksız yararlanma suçunda etkin pişmanlıktan yararlanması dolayısıyla şüpheli, sanık veya hükümlü hakkında verilen kararlar adli sicilde bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir” şeklindeki düzenleme uyarınca TCK’nın 168/5. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlıktan birinci kez yararlanan sanık hakkında verilen kararın kesinleşmesinden sonra adli sicile kaydedilmek üzere Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne bildirimde bulunulması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun’un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, pişmanlık göstererek katılan kurumun uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin ettiği anlaşılan sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 5237 sayılı TCK’nın 168/5. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlıktan birinci kez yararlanan sanık hakkında verilen kararın kesinleşmesinden sonra adli sicile kaydedilmek üzere 5352 sayılı Kanun’un 6/2. maddesi uyarınca mahkemesince bildirimde bulunulmasına, 20/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.