Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2015/2710 E. 2015/4026 K. 02.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2710
KARAR NO : 2015/4026
KARAR TARİHİ : 02.03.2015

Tebliğname No : 8 – 2014/37542
MAHKEMESİ : Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/10/2013
NUMARASI : 2013/185 (E) ve 2013/220 (K)
SUÇ : Karşılıksız yararlanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlüğünde pişmanlık; “yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülme, nadim olma” şeklinde tanımlanmaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.04.2013 gün ve 2012/6-1437 E, 2013/153 K. sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında vurgulandığı gibi; TCK’nın 168. maddesinde yer alan “etkin pişmanlık” hükmünün uygulanabilmesi için, maddede sınırlı bir şekilde sayılan suçların işlenmesi durumunda, failin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı, geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi gerekmektedir.
Kanun koyucunun, 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinde “tek başına iade ve tazmine” değil, “pişmanlık sonucu iade ve tazmine” önem verdiği nazara alınarak, iade ve tazminin cebri icra yoluyla gerçekleştirilmesi halinde, failin gerçek anlamda bir pişmanlığından söz edilemeyeceğinden, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma şartları oluşmayacaktır.
Somut olayda soruşturma sırasında İddianame ile dava açılmadan önce icra yoluyla katılan kurumun zararını gideren sanığın pişmanlığının söz konusu olmaması nedeniyle TCK’nın 168/5.maddesinin uygulanması mümkün olmadığından tebliğnamadeki 1 ve 3 numaralı bozma düşüncelerine katılınmamış, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin objektif koşullarından birisinin de, suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu ve zararın giderilmesi sırasında
sanığın etkin pişmanlığının bulunması gerekmediği için icra marifetiyle bile olsa zararı gideren sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebileceğinden sanığın adli sicil kaydında yer alan mahkeme ilamı getirtilip adli sicil kaydından silinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak ve silinme şartları gerçekleşmiş ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel olmayacağı gözetilerek, CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendi uyarınca, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda oluşacak kanaate göre hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılamayacağına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden; “geçmişte kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunduğu” şeklinde, yasal olmayan, yetersiz gerekçeyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA), 02/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.