Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2015/2429 E. 2015/10379 K. 13.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2429
KARAR NO : 2015/10379
KARAR TARİHİ : 13.05.2015

Tebliğname No : KYB – 2014/411651

Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan sanık S.. U..’urı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 165/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 2.000,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’un 231. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair Manisa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/02/2011 tarihli ve 2010/160 Esas, 2011/53 sayılı kararının kesinleşerek infazına geçilmesini müteakip, sanık S.. U..’un denetim süresi içerisinde suç işlediğinin bildirilmesi üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesi gereğince kurulan hükmün açıklanması ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 165/1, 62/1, 52/2 ve 50/1-a. maddeleri gereğince 320 Türk lirası ve 3.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin, aynı Mahkemenin 21/04/2014 tarihli ve 2014/120 Esas, 2014/319 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 15.12.2014 gün ve 2014/22393/74331 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/01/2015 gün ve 2014/411651 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Manisa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/02/2011 tarihli ve 2010/160 Esas, 2011/53 sayılı kararı ile verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bakımından yapılan incelemede,
1- Sanığın nüfus kaydına göre 27/12/1990 doğumlu olup suç tarihi olan 16/12/2008 tarihinde 18 yaşından küçük olduğu dikkate alındığında 5395 sayılı Çocuk Korama Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’un 40. maddesi ile değişik 23. maddesi gereğince 3 yıllık denetim süresi belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde 5 yıllık bir denetim süresi belirlenmesinde,
2- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106/4. maddesinde yer alan; “Çocuklar hakkında hükmedilen; adlî para cezası ile hapis cezasından çevrilen adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde, bu cezalar hapse çevrilemez. Bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklindeki düzenleme karşısında, suç tarihi itibariyle 18 yaşını ikmal etmediği anlaşılan sanık hakkında para cezasının yerine getirilmemesi hâlinde, hapse çevirme kararı verilemeyeceğinin dikkate alınmamasında,
3-Kayden 27/12/1990 doğumlu olup, suçun işlendiği 16/12/2008 tarihinde 18 yaşını ikmâl etmediği anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 165/1 maddesi uyarınca tayin olunan 6 ay hapis cezasından aynı Kanun’un 31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca sırasıyla 1/3 ve 1/6 oranında indirim yapılarak sonuç cezanın belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde fazla ceza tayininde,
Manisa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/04/2014 tarihli ve 2014/120 Esas, 2014/319 sayılı hükmün açıklanması kararı bakımından yapılan incelemede,
5271 sayılı Kanun’un 231/11. maddesinde yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar…” hükmü gereği denetim süresi içerisinde suç işleyen suça sürüklenen çocuk hakkındaki açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanırken mahkemeye takdir hakkı tanınmayıp ilk hükmün olduğu gibi açıklanması gerekeceği cihetle, suça sürüklenen çocuk hakkında yazılı şekilde takdir hakkı kullanılarak usul ve yasa hükümlerine aykırı karar verilmesinde,isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Manisa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.02.2011 günlü hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik (2) ve (3) no’lu kanun yararına bozma istemleri nedeniyle yapılan incelemede;
Hukuka aykırılıkların ciddi boyutlara ulaşması halinde başvurulabilecek olağanüstü bir yasa yolu olan kanun yararına bozma, kesin hükmün otoritesinin korunması gereği, temyiz incelemesi nedenlerine göre dar kapsamlı olup, hukuka aykırılığın, kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilmesi, sanığın hukuki durumunu etkilemesi ya da değiştirmesine bağlıdır. Olağan yasa yolunda bozma nedeni oluşturan her hukuka aykırılık kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilemeyeceğinden, açıklanması geri bırakılan hükümde, sanığın yaşı nedeniyle indirim yapılmayıp, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği ihtarına yer verilmiş ise de, denetim süresi içerisinde, 05.12.2013 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan dolayı hükmün açıklanması ve açıklanan hükmün olağan ya da olağanüstü yasa yolu ile denetlenebilecek olması karşısında, sanığın hukuki durumunu etkilemesi ya da değiştirmesi söz konusu olmayan (2) ve (3) no’lu bozma istemlerinin REDDİNE,
2- 01.02.2011 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik (1) no’lu bozma istemine gelince;
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı Yasa’nın 40. maddesi ile değişik 23. maddesinde, 18 yaşından küçükler hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde denetim süresinin 3 yıl olacağı öngörüldüğü halde, fiili işlediği tarihte 18 yaşını doldurmayan suça sürüklenen çocuk yönünden denetim süresinin 5 yıl olarak belirlenmesi nedeniyle (1) no’lu kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (MANİSA) 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen, 01.02.2011 gün ve 2010/160, 2011/53 sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle denetim süresinin 3 yıla indirilmesine,
2- Manisa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.04.2014 günlü açıklanan hükmüne yönelik kanun yararına bozma istemi nedeniyle yapılan incelemede; 5271 sayılı Yasa’nın hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması başlığını taşıyan 231. maddesinin 1. fıkrasında, duruşma sonunda, 232. maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak, gerekçesinin ana çizgileriyle anlatılacağı, 2. fıkrasında, hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresinin bildirileceği, 4. fıkrasında ise hüküm fıkrasının herkes tarafından ayakta dinleneceği düzenlenmiştir.
Açıklanması geri bırakılan mahkumiyet hükmü, ancak açıklanmakla hukuki sonuç doğurmaya başlayacağından, yasa yolu incelemesine konu edilebilmesi için öncelikle hukuki sonuç doğurabilecek şekilde usulüne uygun şekilde açıklanması gerekecektir.
CMK’nın 231. maddesinin 11.fıkrasında, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde mahkemenin hükmü açıklayacağı öngörülmüş olup, buradaki “mahkemenin”, açıklamayı geri bırakan mahkeme olduğunda ve daha önce açıklanmayan hükmün, yasal zorunluluklar dışında sadece açıklanmasıyla yetinilmesi gerektiğinde tereddüt bulunmamaktadır.
Bu itibarla, suç tarihinde 18 yaşını doldurmamış olup, daha önce hapis cezasına mahkumiyeti bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında açıklanan hükümde yer alan kısa süreli hapis cezasının TCK’nın 50/1-a maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesinde isabetsizlik bulunmayıp, bunun dışında, varsa hukuka aykırılıklar sonradan denetlenmek üzere, hükmün önceki haliyle açıklanması gerekeceğinden, kanun yararına bozma istemi bu itibarla yerinde görülmekle, (MANİSA) 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 21.04.2014 gün ve 2014/120, 2014/319 sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 13.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.