Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2015/2122 E. 2015/5092 K. 11.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2122
KARAR NO : 2015/5092
KARAR TARİHİ : 11.03.2015

Tebliğname No : 2 – 2015/33844
MAHKEMESİ : Bursa 1. Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2012
NUMARASI : 2011/525 (E) ve 2012/583 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun bilinen adreste tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 30/1. maddesine göre adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.
Aynı Yönetmelik’in 48. maddesinde “bu Yönetmelik hükümleri uyarınca kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması yapılır. Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmî veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır. Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.” şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Yine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre ise “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini

değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.” Aynı maddenin 6099 sayılı Kanun’un 9. maddesiyle değiştirilen 2. fıkrasına göre ise; “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” Tebligat Kanunu’nun 35/2. maddesine göre tebliğin usulüne uygun olarak yapılabilmesi için, daha önce aynı adrese Kanun’un gösterdiği usullere uygun bir tebligat yapılmış olması ve muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin de tespit edilememesi gerekmektedir. Aksi halde 35. maddeye göre tebligat yapılması mümkün değildir.
Somut olayda, Dairemizin 05/11/2014 tarihli ilamı ile suça sürüklenen çocuğun kendisine müdafii atandığından haberi olmadığı, yokluğunda verilen 27/09/2012 tarihli kararın soruşturma evresinde atanan zorunlu müdafii Av. M.. Ö..’e tefhim edildiği ve adı geçen müdafii tarafından temyiz edildiği, suça sürüklenen çocuğun haberdar olmadığı müdafii tarafından yapılan temyiz istemi geçersiz olduğundan, gerekçeli kararın suça sürüklenen çocuğa tebliği ile tebligat belgesi ve vermesi halinde temyiz dilekçesi de eklendikten sonra incelenmek üzere dosyanın iadesine karar verilmesi üzerine suça sürüklenen çocuğun yokluğunda verilen kararın, sorgusu sırasında mahkemeye bildirdiği adresine gönderildiği, ancak “muhatabın adres bırakmadan ayrıldığı” belirtilerek tebligat evrakının mahkemeye iade edildiği, bunun üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır. Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğin usulüne uygun olarak yapılabilmesi için daha önce aynı adrese kanunun gösterdiği usullere göre bir tebligat yapılmış olması gerekmektedir. Aksi halde 35. maddeye göre tebligat yapılması mümkün değildir. Yaşı küçük sanığın mahkemeye bildirdiği adresinde daha önce yapılmış herhangi bir tebligat bulunmadığından kendisine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir.
Açıklanan nedenlerle, gerekçeli kararın mernis adresi bulunmayan suça sürüklenen çocuğa Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 48. maddesinde belirtilen yöntem izlenmek suretiyle yeniden tebliği ile tebligat belgesi ve vermesi halinde temyiz dilekçesi de eklendikten sonra incelenmek üzere iadesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 11/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.