YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1942
KARAR NO : 2015/1777
KARAR TARİHİ : 04.02.2015
Tebliğname No : KYB – 2014/360797
Hırsızlık suçundan sanık M.. S..’ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 493/1, 62, 522, 55/3, 59 maddeleri gereğince 11 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair KIRKAĞAÇ Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2002 tarihli ve 2002/33 esas, 2002/153 sayılı kararının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 22/11/2004 tarihli ve 2003/14005 esas, 2004/12694 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmesini müteakip yapılan yargılama sonucunda sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 143, 31/3, 62. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay 11 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Kırkağaç Asliye Ceza Mahkemesinin 05/07/2006 tarihli ve 2005/27 esas, 2006/106 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 27/10/2014 gün ve 2014/18326/63304 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/11/2014 gün ve 2014/360797 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre;
1-Suça sürüklenen çocuğun suçu işlediği tarih olan 09/01/2002 tarihi dikkate alındığında; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun yürürlüğe girdiği 01/06/2005 ile 29/06/2005 tarihleri arasında yürürlükte bulunan 31/3. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkında takdir edilen cezadan 1/2 oranında indirim yapılması gerekirken, 5237 sayılı Kanun’un 5377 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile değişik 31/3. maddesi tatbik edilerek 1/3 oranında indirim yapılmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesinde,
2-Suça sürüklenen çocuk hakkında takdir edilen 11 ay 25 gün hapis cezasının suça sürüklenen çocuk aleyhine temyiz olmaksızın Yargıtay 6. Ceza Dairesinin bozma kararı sonrasında aleyhe şekilde 1 yıl 3 ay 11 gün belirlenerek, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 307/4. maddesine muhalefet edilmesinde,
3-Ceza Muhakemesi Kanunu’nun anili amir hükmü gereğince 11 ay 25 gün hapis cezasından fazla olamayacak cezanın kısa süreli hapis cezası olduğu, bu nedenle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesi gereğince suça sürüklen çocuk hakkında verilen hapis cezasının seçenek yaptırıma çevirme zorunluluğunun gözetilmemesinde,
4-Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanığın, 09/01/2002 tarihinde işlediği ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b maddesi kapsamında kalan hırsızlık eyleminin, alt sınırı iki yılı aşmayan hapis cezası gerektirmesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 24. maddesinin, suç tarihi itibariyle yasalaşan ilk hali uyarınca uzlaşma kapsamında bulunması karşısında, uzlaştırma işlemleri yapılmadan mahkumiyet karan verilmesindeisabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanığın, 09.01.2002 tarihinde işlediği ve 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesi kapsamında kalan hırsızlık suçunun, alt sınırı iki yılı aşmayan hapis cezasını gerektirmesi nedeniyle 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 24. maddesinin suç tarihi itibariyle yasalaşan ilk hali uyarınca uzlaşma kapsamında bulunduğu gözetilmeyip uzlaştırma işlemleri yapılmadan hükümlülük kararı verilmesi, sanığın yaşı nedeniyle indirim yapılırken, suç tarihi itibariyle, 5377 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önceki ilk düzenlemenin daha lehe olduğu gözetilmeden, TCK’nın 31/3. maddesi uyarınca 1/2 yerine 1/3 oranında indirim yapılıp fazla ceza belirlenmesi, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin bozma kararından sonra kurulan hükümde, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmemesi ve buna göre de, önceki hükümde yer alan kısa süreli hapis cezasını aşamayacak hapis cezasının TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırımlara çevrilmesi gerekeceğinin dikkate alınmaması nedenleriyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (KIRKAĞAÇ) Asliye
Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 05.07.2006 gün ve 2005/27, 2006/106 sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 04.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.