Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2015/16743 E. 2015/20558 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/16743
KARAR NO : 2015/20558
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/270917

Elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan sanık F.. D..’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-f, 168/2 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası cezalandırılmasına, 5728 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair BEYOĞLU 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/11/2010 tarihli ve 2009/308 esas, 2010/584 sayılı kararının kesinleştirilmesini müteakip, sanık müdafii tarafından, 05/07/2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi talebinin reddine ilişkin İstanbul 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/11/2014 tarihli ve 2009/308 esas, 2010/584 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/11/2014 tarihli ve 2014/1116 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 13.07.2015 gün ve 2015-14920/47881 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.09.2015 gün ve 2015/270917 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, 05/07/2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un 82. maddesi ile “5237 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi yürürlükten kaldırılmış, üçüncü fıkrasında yer alan “ikinci fıkraya göre cezaya” ibaresi “beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına”, “onbeş yıla kadar hapis” ibaresi ise “ceza yarı oranında artırılır” şeklinde değiştirilmiştir.”, aynı Kanun’un geçici 2. maddesinin 2. fıkrası ile “Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar.” şeklindeki düzenlemeler ve sanığın kurumun uğramış olduğu zararı 27/11/2006 tarihinde ödemiş olması karşısında sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu eylemin suç olmaktan çıkması nedeniyle, sanığın hukuki yararı bulunduğundan lehe yasa değerlendirmesi yapılması gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Beyoğlu 5 Asliye Ceza Mahkemesinin 09/11/2010 gün, 2009/308 , 2010/584 sayılı kararı ile su hırsızlığı suçundan, 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip, itiraz edilmeksizin 14/12/2010 tarihinde kesinleşmiş, 6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi ve sanık müdafiinin, 28/10/2014 tarihli dilekçesi ile ödeme yapılmış olması nedeniyle cezanın tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılması istemi mahkemece reddedilmiş, itiraz merciince de itirazın reddine karar verilmiştir.
05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında” Kanun’un geçici 2. maddesinin 2.fıkrasında, zararın tamamen tazmin edilmesi halinde, cezanın tüm sonuçlarıyla ortadan kalkacağı şeklindeki yasal düzenlemenin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından daha lehe olduğunda tereddüt bulunmayıp, açıklanması geri bırakılan hüküm, ancak açıklanmakla hukuki sonuç doğurmaya başlayacak ise de, cezanın tüm sonuçlarıyla ortadan kalkması sonucunu doğuran “zarar tazmini”, gerçekleşmiş olduğu halde, sanığın beş yıl süreyle denetime tabi tutulması ve lehe yasal düzenlemeden yararlandırılmaması hakkaniyete aykırı olacaktır. Kaldı ki, beş yıllık denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak, kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülecek olması, aksi halde ise kurulan hükmün hukuki sonuç doğurmaya başlaması söz konusu olduğundan kovuşturmanın sürdüğünün de kabulü gerekecektir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, 6352 sayılı Kanun’un geçici 2.maddesinin 2.fıkrası kapsamında değerlendirilemeyeceğine ilişkin yasal düzenleme de bulunmadığı halde, sanık aleyhine sonuç doğuracak şekilde yorum yapılarak istemin reddedilmesi üzerine, itiraz merciince itirazın bu yönden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (İSTANBUL) 4 Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 19/11/2014 gün ve 2014/1116 D.İş sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesinin 4.fıkrasının (a) bendi uyarınca BOZULMASINA, sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 12/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.