Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2015/16610 E. 2015/19697 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/16610
KARAR NO : 2015/19697
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

Tebliğname No : 2 – 2014/251474
MAHKEMESİ : Emirdağ Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/05/2014
NUMARASI : 2014/61 (E) ve 2014/186 (K)
SUÇ : İş yeri dokunulmazlığını bozma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Suça sürüklenen çocuk hakkında verilen 07/05/2008 tarihli, 2005/275 E. ve 2008/118 K. sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleştiği 09/06/2008 tarihi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın açıklanmasına dayanak oluşturan 23/02/2012 tarihinde kesinleşen Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 19/07/2011 tarihli, 2011/125 E., 2011/216 K. sayılı kararındaki suçun işlendiği 14/03/2011 tarihi arasında zamanaşımı süresinin durması nedeniyle suç tarihinden inceleme tarihine kadar geçen sürede 7 yıl 12 aylık olağanüstü zamanaşımı süresinin dolmadığından tebliğnamedeki zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi yönündeki görüş benimsenmemiştir.
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Sanık hakkında TCK’nın 50/1-d maddesi uygulanarak belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya karar verilirken, tedbir süresinin söz konusu maddede belirtildiği şekilde cezanın yarısı ile bir katı arası arasında belirlenmesi gerektiği, cezanın bir katından anlaşılması gerekenin ceza süresinin kendisi olduğu, bu bakımdan hapis cezasının 6 ay 20 gün olduğu nazara alındığında, en az 3 ay 10 gün, en fazla 6 ay 20 gün olmak üzere bu iki süre arasında bir tedbir süresi belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, cezanın bir katını aşacak şekilde yedi ay tedbir süresi belirlenmesi,
2- TCK’nın 50/3. maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106/4. maddesinde “çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Her ne kadar TCK’nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında TCK’nın 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde, diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun’un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkrasının TCK’nın 50/1-d maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümünde yer alan “7 ay” ibaresinin çıkarılarak yerine “6 ay 20 gün” ibaresinin eklenmesi, ayrıca hüküm fıkrasında yer alan “ Hüküm kesinleştikten sonra C.Başsavcılığınca yapılan tebligata rağmen 30 gün içinde seçenek tedbirinin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde, kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verilebileceğinin sanığa ihtar edilmesine, (edilemedi),” biçimindeki bölümün hükümden çıkarılması suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün isteme aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.