Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2015/16235 E. 2015/19543 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/16235
KARAR NO : 2015/19543
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

Tebliğname No : 6 – 2013/155054
MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2012/824 (E) ve 2013/91 (K)
SUÇ : İşyeri dokunulmazlığını bozmak

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıklar hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını bozmak suçlarından verilen 18.03.2009 tarihli mahkumiyet kararlarının sanıklar ve sanık T.. H.. tarafından temyizi üzerine Dairemizin 10.09.2012 tarih ve 2012/9575-40506 sayılı ilamı ile hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin düzeltilerek onanmasına, işyeri dokunulmazlığını bozmak suçlarından kurulan hükümlerin ise işyeri dokunulmazlığını bozmak suçunun suç tarihi itibariyle uzlaşma kapsamında olması nedeniyle CMK’nın 253 ve 254.maddeleri uyarınca yöntemine uygun uzlaştırma işlemi yapılmadan hüküm kurulması ve hapis cezasıyla mahkumiyetin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK’nın 53/1-d maddesindeki hak yoksunluğuna karar verilmemesi şeklindeki gerekçelerle bozulmasına karar verilmesinden sonra, mahkemesince 05.03.2013 tarih ve 2012/824 esas, 2013/91 sayılı karar karar ile işyeri dokunulmazlığını bozmak suçundan verilen bozma kararına karşı direnilmesi üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.06.2015 gün, 2014/2-6 esas , 2015/263 karar sayılı ilamı ile direnme kararındaki gerekçelere göre yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp yeni hüküm niteliğinde olduğundan, Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni hüküm doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün olmadığından dosyanın temyiz incelemesi için Dairemize gönderilmesine karar verildiği anlaşılmış, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2012/6-1142 E., 2013/17 K. sayılı ve 22.01.2013 tarihli kararında kabul edildiği gibi işyeri dokunulmazlığını bozma suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi nedeniyle TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanması gereken hallerde, anılan suç uzlaşma hükümleri kapsamından çıkmış olacağı belirlenerek ve bozma öncesi ilk kararda sanık M.. Ç.. hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verildiği halde son kararda uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesi uygulanırken, sanıkların yalnızca kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmelerine kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeyerek diğer kişileri kapsayacak şekilde uygulama yapılarak aynı maddenin 3. fıkrası hükmüne aykırılık yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve sanık T.H. müdafii temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak,
Sanıkların 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c ve 3.fıkrası uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmelerine kadar, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu haktan yoksun bırakılmalarına karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi