Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2015/13070 E. 2015/20302 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/13070
KARAR NO : 2015/20302
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

Tebliğname No : 2 – 2015/99072
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/07/2011
NUMARASI : 2009/1586 (E) ve 2011/514 (K)
SUÇ : Mala zarar verme

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun bilinen adreste tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 30/1. maddesine göre adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.
Aynı Yönetmelik’in 48. maddesinde “bu Yönetmelik hükümleri uyarınca kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması yapılır. Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmî veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır. Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.” şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Yine Tebligat Kanunu’nun 35/2. maddesine göre tebliğin usulüne uygun olarak yapılabilmesi için, daha önce aynı adrese Kanun’un gösterdiği usullere uygun bir tebligat yapılmış olması ve muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin de tespit edilememesi gerekmektedir. Aksi halde 35. maddeye göre tebligat yapılması mümkün değildir.
Somut olayda, sanığın yokluğunda verilen kararın, sanığın 06.11.2007 tarihli sorgusu sırasında mahkemeye bildirdiği adresine gönderildiği, ancak “muhatabın adresinin kapalı olduğu” belirtilerek tebligat evrakının mahkemeye iade edildiği, bunun üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır. Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğin usulüne uygun olarak yapılabilmesi için daha önce aynı adrese kanunun gösterdiği usullere göre bir tebligat yapılmış olması gerekmektedir. Aksi halde 35. maddeye göre tebligat yapılması mümkün değildir. Sanığın mahkemeye sorgu sırasında bildirdiği adresinde daha önce yapılmış herhangi bir tebligat bulunmadığından kendisine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan tebligat işleminin geçersiz olduğunun anlaşılması karşısında;
Sanığın 14.07.2011 tarihli hükme yönelik öğrenme üzerine yaptığı 23.02.2015 havale tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek, mahkemenin 25.02.2015 günlü, 1586-514 sayılı temyiz isteminin reddine dair ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede;
Bozma kararı üzerine yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün ONANMASINA, 10.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.