Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2015/11753 E. 2015/20298 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/11753
KARAR NO : 2015/20298
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

Tebliğname No : 2 – 2014/220768
MAHKEMESİ : Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/05/2012
NUMARASI : 2012/388 (E) ve 2012/575 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca, tebligatın muhatabın bilinen en son adresine yapılması gerektiği, 6099 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek bu adrese tebligat yapılacağı hükmü karşısında; yoklukta verilen gerekçeli kararın sanığın 12.07.2001 tarihli sorgusu sırasında bildirdiği “A.. mahallesi, D.. K..Sitesi, 1… Blok, Daire:2.. Menemen/İzmir” adresine tebliğ için çıkartılmadan, sorgu sırasında bildirdiği ve bilinen son adresinden farklı başka bir adrese tebliğe çıkartıldığı, tebligatın adresten ayrıldığı ve yeni adresin bilinmediği şerhi ile 08.06.2012 tarihinde bila ikmal iade olunmasının ardından, sanığın mernis adresine çıkartılan ve adresten taşındığı şerhi ile muhtara teslim edilmek üzere 21.06.2012 tarihinde yapılan tebliğ işlemi geçerli olmayacağından, sanığın öğrenme üzerine yaptığı 15.05.2014 havale tarihli temyizin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanığın suç tarihinde belirlenemeyen zaman diliminde, muhkem şekilde kilit altına alınmış eşya hakkındaki hırsızlık suçundan eylemine uyan 765 sayılı TCK’nın 493/1. maddesinde öngörülen cezanın türü ve üst haddine göre, aynı Kanun’un 102/3, 104/2.maddeleri ile 5237 sayılı TCK’nın aynı suça uyan 142/1-b maddesinde öngörülen cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66/1-e, 67/4 maddelerine göre belirlenen dava zamanaşımı sürelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucu, 5237 sayılı Kanun’un 7/2 ve 5252 sayılı Kanun’un 9/3.maddeleri nazara alındığında zamanaşımı bakımından 5237 sayılı Kanun hükümlerinin sanık yararına olması ve suçun işlendiği 09.06.2001 tarihinden inceleme tarihine kadar 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 67/4. maddeleri uyarınca öngörülen 12 yıllık dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223/8.maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, 10.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.