Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2015/11260 E. 2015/17071 K. 05.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/11260
KARAR NO : 2015/17071
KARAR TARİHİ : 05.10.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma, mühür bozma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
I- Sanıklar hakkında, 08/11/2012 tarihinde “harici faz yardımıyla kaçak elektrik kullanmak” sebebiyle kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlendiği, sanık ….’ın aşamalarda alınan savunmasında suça konu işyerinin mülk sahibi olduğunu, işletmeciliğini sanık ….’nın yaptığını, faturaların kendi adına geldiğini diğer sanığa gelen fatura miktarını söyleyerek diğer sanığın faturaları ödediğini beyan ettiği, yine sanık ….’nın alınan savunmasında suça konu işyerinin mülk sahibinin sanık …. olduğunu ve işletmeciliğini kendisinin yaptığını beyan ettiği, sanık …. hakkında düzenlenen sosyal ve ekonomik araştırma tutanağında market çalışanı olduğunun belirtildiği, yine suça konu sayacın aboneliğinin sanık ….. adına olduğu ve mühürleme tutanağından da anlaşıldığı üzere aboneliğin 15/08/2012 tarihinde başladığının anlaşılması karşısında, suça konu sayacın bulunduğu işyerinin tutanak tarihinde kim tarafından işletildiği, tutanak tarihinde söz konusu işyerinin kimin idari sorumluluğunda olduğu ve sanık ……’ın mülk sahibi olmak dışında işyeri ile olan ilişkisi araştırılıp bu nedenle kaçak elektrik tutanağında belirtilen eylemden kimin sorumlu olduğu kesin olarak belirlendikten sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi, II- Kabule göre de;
1- Mühür bozma suçu için 5237 sayılı TCK’nın 203. maddesinde seçimlik olarak düzenlenen hapis ve adli para cezalarından hapis cezasının tercih edilmesine karşın, aynı Kanun’un 50/2. maddesi uyarınca, seçilen hapis cezasının artık adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden aynı Kanun’un 50/2. maddesine aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı, mühür bozma suçunun da zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı gözetilmeden, adli sicil kaydına göre sanık İ.’nın suç tarihinde sabıkasız olduğu, sanık ….’ın adli sicil kaydında bulunan ilamın silinme koşullarının oluşup oluşmadığı ararştırılıp silinme koşulları oluştuğu takdirde, sanıkların “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurulup yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat” ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken “kurumun zararını gidermemiş olması nedeni ile” şeklindeki yetersiz ve yasal olmayan gerekçe ile sanıklar hakkında mühür bozma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3- Katılan kurum lehine hükmolunan vekalet ücretinin tahsil şeklinin kararda gösterilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, yeni kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 05/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.