Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2015/10418 E. 2015/14507 K. 02.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10418
KARAR NO : 2015/14507
KARAR TARİHİ : 02.09.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- 05/09/2011 tarihli kolluk tutanağına göre, suça konu oto parkın …’e, oto yıkamanın ise …’a ait olduğu ve 03/06/2010’dan önce …’e kiraya verdiklerinin tespit edildiği, tanık sıfatı ile C.savcılığında ifadesi alınan … her ne kadar “suç tutanağı düzenlenen yeri otopark ve yıkama iş yeri olarak 2007 yılından önce işlettim. 2007 yılında … ve … isimli şahıslara devrettim. Tutanak tarihi olan 2010 yılı haziran ayında da bu şahıslar işletmekteydi” demiş ise de, sanık …’ın C.savcılığındaki savunmasında, “kaçak su zaptında belirtilen … adlı iş yerini 2007 yılında … ile birlikte …’tan devraldık. Aramızda her hangi bir yazılı sözleşme yapmadık. İş yerini … ile birlikte çalıştırıp, kirasını kazandığımız paradan ödüyorduk. Yaz aylarında mevsimlik olarak bir kaç aylığına İstanbul’a çöp toplamaya gidiyorum. Tutanak tarihi olan 2010 yılı haziran ayında yine çöp toplamak için İstanbul’a gitmiştim. iş yerini ortağım olan … çalıştırıyordu” dediği, talimatla alınan savunmasında ise “iddianamede bahsedilen adreste ben bir kaç gün kaldım. … isimli şahsa ait bir iş yeridir. Burada araba yıkama işi yapılmaktaydı. Olay tarihinde ben orada çöp topluyordum. … olay tarihinde MESKİ’den gelen kişilere sen nüfus kimliğini ver dedi. Olay benim üstüme kaldı. Ben orada yatıp kalktığım için kendisine karşı mahçuptum, ayrıca kendisinin kaçak su kullanımından dolayı sabıkası varmış, kimliğini ver deyince ben de bir şey diyemeden verdim”diyerek suçlamayı kabul etmediği gibi, temyiz dilekçesinde de … ve ortağı …’in isteğiyle suçu üstlendiğini beyan ettiği, yine Vergi Dairesi Başkanlığının 26/07/2012 tarihli yazısı ile suça konu …’nin sahibi ve ortaklarının …, … ve … isimli şahıslar olduğunun anlaşıldığı halde, sanığın suç tarihi itibariyle suça konu iş yerini işlettiği hususu, gerektiğinde … isimli şahıs da tanık sıfatı ile dinlenmek suretiyle kuşkuya yer vermeyecek şekilde kesin olarak tespit edilmeden, ayrıca 03/06/2010 tarihli suç tutanağının … hakkında düzenlenmesi nedeniyle …ne açılan 2010/733 sayılı dava dosyasında …’in sanık olarak verdiği ifadede amcası …’ın suç tarihinden önce iş yerini … ve …’ya devrettiğini söylemesi nedeniyle anılan dosyada 14/11/2011 günü sanık …’in beraatine, … ve … hakkında ise suç duyurusunda bulunulmasına karar verilerek 23/05/2012 tarihli iddianame ile … hakkında dava açılırken, …’in açık kimliği tespit edilemediğinden soruşturma evrakı tefrik edilmiş ise de; katılan kurumun … hakkındaki suç duyurusu yazısında dava konusu .. no’lu tutanak dışında, .. no’lu kaçak tutanağı için Asliye Ceza Mahkemesine açılan 2010/209 esas, yine .. no’lu tutanak için de Asliye Ceza Mahkemesine açılan 2009/768 esas sayılı dava dosyalarının derdest olduğunun belirtilmesi karşısında, bu dosyaların akıbeti de araştırılarak suça konu iş yeri ve sanıkla ilgileri olup olmadığının tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Kabule göre de; sanığın suça konu iş yerini işlettiğinin belirlenmesi halinde, 02/07/2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki” Kanun’un geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde, “yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dahilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanık ya da sanıkları hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi” olduğu dikkate alınarak, sanığa ihtarda bulunulması için çıkarılan davetiyenin tebliğ edilemediğinin anlaşılması karşısında; sanığın, kurum zararını karşılayacak gücünün olmadığını beyan etmesi ve katılan kurum tarafından kaçak kullanım bedelinin 3.416,12 TL olarak bildirilmesi nedeniyle öncelikle kurumun gerçek zararı, vergisiz ve cezasız olarak normal tarifeye göre bilirkişiye hesaplattırılarak, sanığa “şikayetçi kurumun bilirkişi tarafından hesaplanan zararını gidermesi durumunda 6352 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine” ilişkin usulüne uygun olarak bildirimde bulunulduktan sonra yasal sürenin geçmesi nedeni ile sanığa makul bir süre de tanınıp bu süre beklenilerek, sonucuna göre hakkında 6352 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 02/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.