Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2015/10224 E. 2015/11436 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10224
KARAR NO : 2015/11436
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/116377

Hırsızlık suçundan sanık G.. A..’ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 492/4, 62 ve 522. maddeleri gereğince 5 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair KADIKÖY 4. Asliye Ceza (kapatılan) Mahkemesinin 30/12/1992 tarihli ve 1992/498 esas, 1992/1078 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 18/03/2015 gün ve 2015-6190/19158 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/04/2015 gün ve 2015/116377 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre;
1-Takdire dayanılmadan ve gerekçesi de gösterilmeden 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 491/4. maddesi uygulanırken asgari haddin üstünde ceza tayin edilmesinde,
2-Sanığın evden bir şey almadan çıktığı kabul edildiği hâlde, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 61. maddesi yerine, aynı Kanun’un 62. maddesinin uygulanmasına ilişkin yazılı şekilde karar verilmesinde,
3-Sanık hakkında 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 491/4. maddesi yerine aynı Kanun’un 492/4. maddesinin uygulanmasında isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- 1 no’lu kanun yararına bozma istemi nedeniyle yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.02.2008 gün 2008/5-19, 2008/31 sayılı kararında da belirtildiği üzere, kanun yararına bozma yöntemi, karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesini ve ülke sathında uygulama birliğine ulaşılmasını sağlama amacıyla, olağanüstü bir denetim muhakemesi yolu olarak Ceza Yargılaması Yasası’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu denetimin konusu, maddi ve yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılıklardır. Ancak, gerek kesin hükmün otoritesinin korunması zorunluluğu, gerekse olağanüstü bir denetim yolu olması nedeniyle dar kapsamlıdır; her türlü hukuka aykırılığın öne sürülüp incelenmesine elverişli bir
denetim yolu değildir. Nitekim, yasa yolunun bu özelliği nedeniyle, hakimin takdirini hatalı kullanmasına ilişkin hususlardaki hukuka aykırılıklar, örneğin; temel ceza miktarının saptanmasında kullanılan ölçütlerin hatalı takdir edilmesi Yargıtay’ın sadece olağan bir denetim yolu olan temyiz incelemesi sırasında dikkate alabileceği hukuka aykırılıklardandır. Olağan yasa yolunda bozma nedeni oluşturan her hukuka aykırılığın, kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilmesi mümkün olmayıp, sanık G.. A.. hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde, alt sınırdan uygulama yapıldığına ilişkin bir ifadeye yer verilmemesi karşısında, mahkemece belirlenen hapis cezasının, uygulama maddesindeki alt ve üst sınırlar arasında takdir hakkının kullanılması kapsamında değerlendirilmesi gerekeceğinden, (KADIKÖY) 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.12.1992 gün ve 1992/498, 1992/1078 sayılı kararına yönelik 1 no’lu kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
2- 2 ve 3 no’lu bozma istemlerine gelince;
765 sayılı TCK’nun 491/4. maddesi kapsamında kalan hırsızlık suçundan, uygulama maddesinin 492/4 olarak gösterilmesi ve yakınana ait evden herhangi bir şey almadan ayrılan sanık hakkında hükmolunan cezada, eylemin eksik teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle aynı Yasanın 61.maddesi uyarınca indirim yapılması gerekirken, 62.maddesi ile uygulama yapılarak fazla ceza tayini nedenleriyle (2) ve (3) no’lu kanun yararına bozma istemleri yerinde görüldüğünden, (KADIKÖY) 4. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen, 30.12.1992 gün ve 1992/498, 1992/1078 sayılı kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesinin 3.fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4.fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle;
Sanık G.. A.. hakkında hırsızlık suçundan, 765 sayılı TCK’nun 491/4. maddesi uyarınca hükmolunan 2 yıl hapis cezasında, eylemin eksik teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle aynı Yasanın 61/1.maddesi uyarınca takdiren 2/3 oranında indirim yapılarak, sanığın 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nun 522/1. maddesi uyarınca 2/3 oranında indirim ile sonuç cezanın 2 ay 20 gün hapis olarak belirlenmesine, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.