Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2015/10100 E. 2015/11437 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10100
KARAR NO : 2015/11437
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/104988

Karşılıksız yararlanma suçundan sanık M.. D..’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5-9. maddeleri uyarınca mağdur kurumun zararını gidermesi koşulu ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/02/2013 tarihli ve 2011/661 esas, 2013/163 sayılı kararını müteakip sanığın koşulu yerine getirmediğinden 5237 sayılı Kanun’un 163 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin aynı Mahkemenin 20/01/2014 tarihli ve 2011/661 Esas, 2013/163 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 20.03.2015 gün ve 2015-6403/19832 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.03.2015 gün ve 2015/104988 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163/3. maddesinde yer alan, “Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkında düzenlenen iddianamede sayaçtan geçirmek suretiyle elektrik kullandığının belirtildiği ve gerekçeli kararda da kurum zararının 7.846,30 Türk Lirası olarak tespit edildiği, bu nedenle sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, sanığın beraati yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Karşılıksız yararlanma suçundan, kurumun bildirdiği 7.846,30 TL. tutarındaki zararın giderilmesi koşuluyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı üzerine, zararın giderilmemesi nedeniyle, dosya üzerinde inceleme ile 20.01.2014 tarihli ek kararla sanığın mahkumiyetine karar verilip, temyiz edilmeden kesinleşmiştir.
5271 sayılı Yasa’nın hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması başlığını taşıyan 231. maddesinin 1. fıkrasında, duruşma sonunda, 232. maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak, gerekçesinin ana çizgileriyle anlatılacağı, 2. fıkrasında, hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresinin bildirileceği, 4. fıkrasında ise hüküm fıkrasının herkes tarafından ayakta dinleneceği düzenlenmiştir.
Açıklanması geri bırakılan mahkumiyet hükmü, ancak açıklanmakla hukuki sonuç doğurmaya başlayıp, infaza elverişli hüküm niteliği kazanacağından, 5271 sayılı Yasa’nın 231. maddesinin 1 ila 4. fıkralarında öngörülen yöntemin esas alınması suretiyle duruşma açılması ve önceki yargılama sırasında, kurum zararı normal tarifeye göre vergi ve cezalar hariç olarak bilirkişiye hesaplattırılmadığından, bu eksiklik de giderilip, bilirkişi tarafından belirlenen zararı gidermesi halinde, 6352 sayılı Yasa’nın geçici 2/2. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair sanığa bildirimde bulunulması, ödeme için makul bir süre verilip, sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, dosya üzerinde inceleme ile hükümlülük kararı verildiği hususu belirlenmiş olup, bu yönden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.