YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/9322
KARAR NO : 2015/11849
KARAR TARİHİ : 08.06.2015
Tebliğname No : 6 – 2013/173017
MAHKEMESİ : Karacabey 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2013
NUMARASI : 2012/795 (E) ve 2013/132 (K)
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Sanık O.’ın aşamalarda alınan savunmasında isnat edilen suçları sanıklar Naim ve Mesut ile birlikte işlediklerini beyan ettiği, fabrikaya önce Mesut ile Naim’in girdiğini sonrasında Mesut’un kendisini arayarak içeri gelmesini söylemesi üzerine içeri girdiğini beyan ettiği, yine Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının cevabi yazısından, olay tarih ve saatinde E.M.adına kayıtlı telefon numarasından sanık Orhan ve Abdullah’ın numarasının defalarca arandığı ve aradığı, sanık Orhan’ın soruşturma aşamasında, sonradan E. M.adına kayıtlı olduğu anlaşılan bu telefon numarasının sanık Mesut’a ait olduğunu belirttiği, ancak Mesut’un suçlamayı kabul etmeyerek belirtilen telefon numarasının kendisine ait olmadığını, Karacabey’e gelmediğini beyan etmesi karşısında, sanık Orhan’ın Mesut’a ait olduğunu belirttiği ancak Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının cevabi yazısından E.M. adına kayıtlı olduğu anlaşılan telefon numarasının olay tarihindeki görüşme dökümleri ile baz istasyonlarını gösteren raporlar Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından getirtilip, söz konusu telefonun numarasının olay tarihinde kimin kullanımında olduğu kesin olarak belirlenip; yine sanık Orhan’ın olay yerine Mesut ve Naim ile birlikte geldiklerini beyan ettiği anlaşılmakla, sanık Orhan’ın aracını bıraktığı anlaşılan Total benzin istasyonunun dosya içerisinde bulunan güvenlik kamerası görüntüleri teknik donanıma sahip bir bilirkişiye incelettirilip bu hususta rapor alınarak, Mesut ve Naim’in olay yerine sanık Orhan ile birlikte gelip gelmediği belirlenip sonucuna göre sanıklar Mesut ve Naim hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Müştekinin alınan beyanına, olay yeri inceleme tutanağına ve dosya kapsamına göre, hırsızlığın gerçekleştiği yerin, konserve fabrikasına ait depo olarak kullanılan bir yer olduğu, mahkemece yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda fabrikanın kullanılmadığını sadece depo vazifesi gördüğünün belirtildiği, yine soruşturma aşamasında tanık olarak dinlenen Sinan’ın da fabrikanın faaliyette olmadığını beyan ettiği anlaşılmakla, suçun işlendiği bu yerde suç tarihinde, herhangi bir ticari faaliyetin sürdürülüp sürdürülmediği, bu yerde işyeri sahibinin ya da işçilerin sürekli bulunup bulunmadığı ve eklentisi niteliğinde olduğu anlaşılan fabrikanın faaliyette olup olmadığı kesin olarak belirlenip sonucuna göre iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
3- 5237 sayılı TCK’nın 6. maddesinin (e) bendinde gece vaktinin, güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman dilimi olarak tanımlandığı, tanık Sinan’ın soruşturma aşamasında alınan beyanında, olay günü saat 19.30 sıralarında devriye atarken hırsızlık olduğunu anladığını ve sonrasında sanığı ambarın içerisinde yakaladıklarını beyan ettiği, 05/09/2012 havale tarihli kolluk fezlekesinde de hırsızlık ihbarının saat 19.40 sıralarında yapıldığının belirtildiği, UYAP’tan alınan güneşin doğuş ve batış çizelgesine göre 25/03/2012 tarihinde başlayan yaz saati uygulaması da dikkate alındığında, suç tarihinde güneşin batış saatinin 19.37 olduğu, gece vaktinin 20.37’de başladığının anlaşılması karşısında, hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarının gece vakti işlendiğine ilişkin kanıtlar denetime olanak verecek biçimde karar yerinde gösterilip tartışılmadan, hırsızlık suçundan hükmolunan cezanın 5237 sayılı TCK’nın 143/1. maddesiyle artırılması ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan aynı Kanun’un 116/2. maddesi yerine 116/4. maddesinin uygulanması,
4- Sanık Orhan’ın adli sicil kaydına konu olan ve tekerrüre esas alınan Bursa 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/10/2009 tarih, 2008/1283 Esas – 2009/1362 Karar sayılı ilamıyla sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan verilen 600 TL adli para cezasının hüküm tarihinde miktarı itibariyle 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olduğu ve aynı Kanun’un 305/son maddesi gereğince tekerrüre esas olmayacağı, ancak sanığın adli sicil kaydında bulunan Mustafakemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesinin 30/09/2010 tarih, 2010/3 Esas – 2010/593 Karar sayılı ilamının tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden, kesin nitelikte ilamın tekerrüre esas alınarak sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve buna bağlı olarak denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, Sanık Orhan, sanık Abdullah ve o yer Cumhuriyet savcılarının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 5275 sayılı Kanun’un 108/2. maddesine göre koşullu salıverilmeye eklenecek süre yönünden, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 08/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.