YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/8026
KARAR NO : 2015/10710
KARAR TARİHİ : 25.05.2015
Tebliğname No : 9 – 2013/95064
MAHKEMESİ : Tatvan 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/10/2012
NUMARASI : 2012/205 (E) ve 2012/353 (K)
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme, devletin egemenlik alametlerini aşağılama
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I- Sanığın tüm aşamalarda alınan savunmalarında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, suça konu eşyaların bulunduğu menfeze girip çıkmadığını beyan ettiği, tanık Ömer’in de olaya ilişkin görgüye dayalı bir bilgisinin bulunmadığı, soruşturma aşamasında alınan beyanında da sanığın geçmiş tarihlerde menfeze girip çıktığını gördüğünü beyan ettiği, Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 08/12/2010 tarihli ekspertiz raporunda suça konu işyerinde kesici aletle parçalanmış vaziyette bulunan bayrak üzerine konulmuş “isyanım sana Cengiz” “polisler çalışın kale” ibareli yazıların sanık Yunus’un elinden çıktığı kanaatine varıldığı belirtilmiş ise de, yine aynı raporda mukayese konusu belge ile ilgili “üzerine kime ait olduğu hususu yazılarak onaylanmamış ancak müzekkere de Y.. Ş..’a ait olduğu anlaşılan mukayese yazılarını içeren tarihsiz ve tasdiksiz 7 adet belge” olarak belirtildiğinin anlaşılması karşısında, sanıktan yeniden usulüne uygun olarak el yazı örnekleri alınıp olay yerinden elde edildiği belirtilen yazı örnekleri ile karşılaştırılıp bu hususta uzman raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
II-Kabule göre;
1-Adli sicil kaydına göre 5237 sayılı TCK’nın 51/1-a bendine göre, tayin olunan hapis cezasının ertelenmesine engel mahkumiyeti bulunmadığı belirlenen suça sürüklenen çocuk hakkında hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, aynı Kanun’un 51/1-b bendinde belirtilen “suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç
işlemeyeceği konusunda kanaat oluşması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekirken, “suç tarihinden önce kasıtlı suçlar nedeniyle mahkumiyetleri” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan hükmolunan hapis cezasında 5237 sayılı TCK’nın 51. maddenin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan ve fiili işlediği tarihte 18 yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve devletin egemenlik alametlerini aşağılama suçlarından hükmolunan kısa süreli hapis cezalarının, 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinin 3. fıkrası gereğince, aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
3-5271 sayılı CMK’nın 150/2. maddesi uyarınca, soruşturma ve kovuşturma aşamasında, suça sürüklenen çocuğu savunmak üzere birer avukatın görevlendirilmesi nedeniyle, zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden mali olanaklardan yoksun olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesindeki düzenlemesine açıkça aykırı olarak yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 25/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.