Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/5595 E. 2015/7135 K. 07.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/5595
KARAR NO : 2015/7135
KARAR TARİHİ : 07.04.2015

MAHKEMESİ : …… Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, 6136 sayılı Kanun’a muhalefet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
I- Suça sürüklenen çocuk …. hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Mala zarar verme suçundan hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre hükmün; 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’a eklenen geçici 2. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından verilenler hariç olmak üzere sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dahil adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükümlerine karşı temyiz yasa yoluna başvurulamayacağı öngörülmekle, hüküm tarihine göre temyizi mümkün olmadığından, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine göre yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,
II- Sanık hakkında mala zarar verme, hırsızlık ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Suça konu silah hakkında …. Kriminal Polis Laboratuvarından alınan 11/03/2011 tarihli ekspertiz raporunda, silahın niteliğinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtildiğinin anlaşılması karşısında tebliğnamenin 1 nolu bozma düşüncesine; katılanın arabasından çalınan suça konu eşyaların sanık …. tarafından iade edildiği, etkin pişmanlığın sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde uygulandığının anlaşılması karşısında tebliğnamenin 4 nolu bozma düşüncesine katılınmamış; müdafii olmadığı halde Av. …..’nın gerekçeli karar başlığında sanık müdafii olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Suça sürüklenen çocuğun tüm aşamalarda üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, hırsızlık suçuna karışmadığını beyan ettiği, her ne kadar sanık…soruşturma aşamasında atılı suçları suça sürüklenen çocuk …. ile birlikte işlediklerini beyan etmiş ise de yargılama aşamasında alınan savunmasında bu konuda her hangi bir beyanının olmadığı gibi suçu tek başına işlediği şeklinde beyanda bulunduğu, yine suça konu eşyaların sanık ….ın yakalandığında kolluğa teslim ettiğinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuk ….’un üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin delillerin nelerden ibaret olduğu kararda açıklanıp tartışılmadan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Sanık hakkında hırsızlık ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde sayılan nesnel ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, sanığın adli sicil kaydına göre daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunmadığı ve atılı suçların 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231/8. maddesinin yürürlüğe girmesinden önce işlendiği dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK’nın 231/6-a maddesinde gösterilen “kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel (objektif) koşulunun bulunduğu, suça konu eşyaların katılana iade edilmesi ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmaması nedeni ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel koşullardan bir diğeri olan mağdurun maddi zararının olmadığı da gözetilerek, sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen, “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken “adli sicil kaydına göre” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında hırsızlık ve 6136 sayılı yasaya muhalefet suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-Adli sicil kaydına göre 5237 sayılı TCK’nın 51/1-a bendine göre tayin olunan cezanın ertelenmesine yasal engel bulunmadığı belirlenen sanık hakkında ertelemeye yer olmadığına karar verilirken, aynı Kanun’un 51/1-b bendinde belirtilen “suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda kanaat oluşması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekirken, “adli sicil kaydı nazara alınarak ertelenmesine yer olmadığına” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık D. hakkında hırsızlık, mala zarar verme ve 6136 sayılı yasaya muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinde 5237 sayılı TCK’nın 51. maddenin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
4-Kabule göre de;
a-Suça sürüklenen çocuk hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde sayılan nesnel ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydına göre daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunmadığı ve atılı suçun 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231/8. maddesinin yürürlüğe girmesinden önce işlendiği dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK’nın 231/6-a maddesinde gösterilen “kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel (objektif) koşulunun bulunduğu, suça konu eşyaların iade edilmesi ile de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel koşullardan bir diğeri olan mağdurun maddi bir zararının olmadığı da gözetilerek, suça sürüklenen çocuk hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen, “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken “adli sicil kaydına göre” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile suça sürüklenen çocuk hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b-Cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplerden olan etkin pişmanlık hükmünün, yaş küçüklüğüne ilişkin 5237 sayılı TCK’nın 31/3. maddesinden önce uygulanması suretiyle aynı Kanun’un 61/5. maddesine aykırı davranılması
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafii ile sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 07/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.