Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/4576 E. 2015/7472 K. 09.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4576
KARAR NO : 2015/7472
KARAR TARİHİ : 09.04.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık

Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Sanık ….. hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüyle ilgili olarak; sanığın bütün aşamalarda tutarlı bir şekilde yükletilen suçlamayı kabul etmemesi, sanık ….’ın kovuşturma aşamasında, yükletilen hırsızlık suçunu tek başına işlediğini kabul etmek suretiyle, sanığın savunmasını doğrulaması karşısında, görgüye dayalı bilgisi olmayan bir kısım tanıkların, adı geçen sanık …dan duyduklarını söylemek suretiyle ifade etikleri beyanları dışında, sanığın mahkumiyetine yeter, hukuka uygun ve kesin kanıtların neler olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan yetersiz gerekçeyle adı geçen …..’in mahkumiyetine karar verilmesi,
2) Sanıklar …., …., … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümle ilgili olarak; dosya içeriğine ve sanık …. ile sanık sanık ….’ın savunmalarına göre, ilk önce sanık ….’ın, sanık ….’ın bilgisi olmadan katılanın iş yerinden çalmış olduğu suça konu yedek parçalardan bir kısmını sanık ….’a sattığının anlaşılması karşısında, sanık ….’un, sanık …’ın bilgisi ve yönlendirmesi olmadan, katılana yönelik hırsızlık suçunu veya suçlarını işlemeye karar verdiğinin anlaşılması karşısında, TCK’nın 38. maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı; ancak baba oğul olan sanıkların, katılan ile aynı iş kolunda ve bir birlerine yakın yerde faaliyet göstermeleri, sanık ..’un katılanın iş yerinde çalıştığını ve suça konu malları buradan getirdiğini bildikleri veya tahmin ettikleri halde, çok sayıda sanık …’dan mal aldıklarının anlaşılması karşısında, sanıkların eylemleri bir bütün olarak TCK’nın 39/2- a maddesindeki, “suç işleme kararını kuvvetlendirme” niteliğinde yardım eden olarak, sanık ….’un hırsızlık eylemine iştirak olduğu gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
3) Sanıkların zincirleme suç oluşturan eylemleri süresince, toplam ne kadar mal çaldıkları ve toplam değerinin ne kadar olduğuna ilişkin, somut maddi kanıt bulunmadığı, sanıkların çalınan malzemelerin 70.000 TL tutarında olduğunu savunmalarına karşın, katılanın zararın çok daha fazla olduğunu iddia etmesi karşısında; katılanın ticari faaliyetinin konusunu oluşturan araç yedek parçalarının çalındığının anlaşılması karşısında, konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile dosya içerisindeki bilgi ve belgelerle birlikte, gerekirse katılanın ticari defterleri üzerinde de inceleme yapılıp, mümkün ise katılanın gerçek zararı tespit edilip bu değer esas alınarak, bunun mümkün olmaması halinde ise, mevcut kanıtlara göre bir değer takdir edilerek; sanıklar tarafından kovuşturma aşamasında ödendiği anlaşılan 70.000 TL’lik tutarın, bu zararı karşılaması halinde, bütün sanıklar hakkında TCK’nın 168/2. maddesi uyarınca indirim yapılması, tespit edilen zararın tamamının karşılanmaması halinde ise, sanıkların, tespit edilen zararının tamamını ödemek isteyip istemedikleri sorulup, makul bir süre de verilerek, bu süre içerisinde zararın tamamını karşılamaları halinde, yine aynı şekilde anılan madde uyarınca indirim yapılması, zararın tamamını ödememeleri halinde ise, kısmi ödeme yapmış olan sanıklar yönünden, katılandan kısmi ödeme nedeniyle sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygunlanmasına rızası olup olmadığı sorularak sonucuna göre, TCK’nın 168/2-4. maddesinin uygulanma olanağı tartışılıp değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yetinilerek hüküm kurulması,
4) Sanıklar hakkında uygulanan TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen, velayet hakkından vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri yönünden koşullu salıvermeye kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.