Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/3981 E. 2015/2555 K. 12.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3981
KARAR NO : 2015/2555
KARAR TARİHİ : 12.02.2015

Tebliğname No : 6 – 2013/355824
MAHKEMESİ : Aydın Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/06/2013
NUMARASI : 2009/152 (E) ve 2009/180 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak ;
1- Açıklanması geri bırakılan hükmün, açıklanması için 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 1. fıkrası uyarınca duruşma açılarak ve oluşan yeni durum karşısında, duruşma açıldığından ve yargılamaya devam olunduğundan sanık ile varsa katılan haberdar edilip, hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan sanığın, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlediğinin ya da denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yasal ve geçerli bir mazereti bulunmadığı halde yerine getirmediğinin yapılan duruşma sonunda tespiti halinde, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrası gereğince hüküm ilk şekliyle açıklanır. Bu iki halin gerçekleştiğinin saptanması durumunda, mahkemece yapılacak işlem, önceden verilen ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu olması nedeniyle hukuki varlık kazanmayan hükmün açıklanmasından ibarettir. Bu iki koşuldan birine aykırılık nedeniyle hükmün açıklanması halinde mahkemece, uygulanmasında yasal zorunluluk bulunduğu halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi nedeniyle 5560 sayılı Kanun’un 23. maddesi ile CMK’nın 231. maddesine eklenen 7. fıkra gereğince uygulanamayan yasal hükümler hariç olmak üzere, önceki hükümde bir değişiklik yapılamayacaktır. Açıklanan bu hükümdeki hukuka aykırılıklar ise temyiz ya da kanun yararına bozma yoluyla Yargıtay’ca yapılacak inceleme sonucunda giderilebilecektir.
Ancak; hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan sanık denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemediği halde yalnızca kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirememiş olabilir.
Bu durumda ise mahkeme; hükmün açıklanması amacıyla yapılan duruşma sonucunda denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın, söz konusu yükümlülüğü yerine getirememe nedeniyle ilgili durumunu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine, ya da koşulların varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine ilişkin karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir. Ancak hiçbir durumda mahkemece, sübut ve nitelendirmeye ilişkin önceki uygulamadan farklı bir uygulama yapılması olanaklı değildir.
Yapılan açıklamalar gözetilerek somut olay değerlendirildiğinde; denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediği anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkındaki, geri bırakılan hükmün açıklanması ile yetinilmesi yerine, CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrasının 2. cümlesindeki hükme aykırı olarak, 22/05/2009 tarihli hükümden farklı olarak, suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 62.maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
2- Mağdurun 22.05.2009 tarihli oturumdaki beyanından, olay tarihinde suça konu aracın kapılarının kilitli olmadığının anlaşılması karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 141/1 maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek aynı Kanun’un 142/1-e maddesi gereğince uygulama yapılması suretiyle fazla cezaya hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin GÖZETİLMESİNE, 12/02/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.