Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/37417 E. 2015/442 K. 21.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/37417
KARAR NO : 2015/442
KARAR TARİHİ : 21.01.2015

Hırsızlık suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-a, 31/2. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 50/1-d. maddesi gereğince 1 yıl süre ile internet kafe olarak işletilen yerlere gitmekten yasaklanma tedbirine çevrilmesine dair, Asliye Ceza Mahkemesinin 05/12/2008 tarihli ve 2008/233 esas, 2008/749 sayılı kararının infazı sırasında, sanığın davetiye tebliğine rağmen seçenek yaptırımın gereklerini yerine getirmediğinden bahisle sanık hakkındaki 1 yıl hapis cezasının aynen infazına ilişkin, aynı mahkemenin 05/03/2009 tarihli ve 2008/233 esas, 2008/749 sayılı ek kararma yönelik itirazın reddine dair, KÜTAHYA 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/07/2013 tarihli ve 2013/693 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen gün 06/11/2014 ve 2013-19447/66481 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.11.2014 gün ve 2014/382160 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, 05/08/1995 doğumlu sanığın 21/03/2008 olan suç tarihi itibarıyla 18 yaşından küçük olduğu, 5237 sayılı Kanun’un 50/3 maddesine göre fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106/4 maddesindeki “Çocuklar hakkında hükmedilen adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde, bu ceza hapse çevrilemez. Bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır.” biçimindeki emredici düzenlemeler ve 5237 sayılı Kanun’un 50/6-7. madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kısa süreli hapis cezasının infazının mümkün olmadığı, seçenek tedbirin değiştirilmesi gerektiği cihetle itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5237 sayılı TCK.nun 50.maddesinin 3.fıkrasında, daha önce hapis cezası ile mahkum edilmemiş olan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilip, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106/4. maddesinde “Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinin 6. fıkrasında, seçenek yaptırımın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemelerden, yasa koyucunun kısa süreli hapis cezalarının, yaşı küçük sanıklar yönünden hapis olarak infaz edilmesinin önüne geçilmesini amaçladığı anlaşılmakta olup, 5237 sayılı TCK’nın 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına çevrilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, seçenek yaptırımın gereklerini yerine getirmeyen yaşı küçük hükümlü hakkındaki kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı TCK’nın 50/6. maddesi uyarınca aynen infazına ilişkin KÜTAHYA 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 05.03.2009 gün ve 2008/233-749 sayılı kararına itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen, 22.07.2013 gün ve 2013/693 D.İş sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 21.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.