Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/36101 E. 2015/434 K. 21.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/36101
KARAR NO : 2015/434
KARAR TARİHİ : 21.01.2015

Nitelikli hırsızlık suçundan sanık … ’nın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 493/1-son, 65/3 ve 522/1. maddeleri uyarınca 4 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/01/2002 tarihli ve 2001/818 esas, 2002/5 sayılı kararının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 17/06/2002 tarihli ve 2002/11033 esas, 2002/8294 sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmesini müteakip, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine, 5237 sayılı Kanun’da lehe düzenleme bulunmadığı anlaşıldığından cezanın yeniden belirlenmesi talebinin reddine ilişkin anılan Mahkemenin 19/04/2012 tarihli ve 2001/818 esas, 2002/5 sayılı ek kararını müteakip, 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun’un 142. maddesinde değişiklik yapılması nedeniyle sanık müdafiinin yeniden değerlendirme talebi üzerine sanığın 5237 sayılı Kanun’un 142/2-d, 39/2, 116/2, 119/1-son, 151/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis, 6.000 Türk Lirası ve 2.000 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair anılan Mahkemenin 25/08/2014 tarihli ve 2001/818 esas, 2002/5 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10/11/2014 gün ve 2014/19768-67184 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/11/2014 gün ve 2014/373368 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi nedeniyle sanık hakkında yeniden değerlendirme yapılarak, anılan Mahkemenin 19/04/2012 tarihli ve 2001/818 esas, 2002/5 sayılı ek kararı ile 765 sayılı Kanun’un lehe olduğundan bahisle cezanın yeniden belirlenmesi talebinin reddine karar verildiği, söz konusu kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, 6545 sayılı Kanun’un ise hırsızlık suçuna ilişkin 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b. maddesini yürürlükten kaldırdığı bununla birlikte mahkemenin 25/08/2014 tarihli kararında sanık hakkında uygulanan 142/2-d. maddesinde sanık lehine yeni bir düzenleme getirmediği gözetilmeden, yazılı şekilde yeniden değerlendirme yapılarak karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yerel mahkemenin 11.01.2002 gün ve 2001/818, 2002/5 sayılı mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra, 5237 sayılı TCK’nun yürürlüğe girmesi üzerine, 19.04.2012 tarihli ek kararla, sonradan yürürlüğe giren yasanın lehe olmadığı değerlendirilerek, cezanın yeniden belirlenmesi isteminin reddine karar verildiği, hükümlü vekilinin temyiz isteminin süreden reddine dair kararın da dairemizce onandığı, bu suretle uyarlamaya yer olmadığına ilişkin kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Hükümlü vekilinin, 21.08.2014 tarihli dilekçesiyle, uyarlama kararında 5237 sayılı TCK hükümlerine göre ceza hesabı yapılırken, hükümlünün yardım etme kapsamında kalan eylemi nedeniyle cezada indirim yapılmadığını, ayrıca sonradan yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa uyarınca da değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmesiyle, yerel mahkemece duruşma açıldığı ve kanun yararına bozma istemine konu kararla, 5237 sayılı Yasa’nın lehe olduğu belirtilip, yeniden hüküm kurulduğu belirlenmiştir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna ancak hukuken geçerli kararlara karşı başvurulabileceğinden, 11.01.2002 günlü kesinleşmiş hükümle ilgili olarak, 5237 sayılı TCK’nın yürürlüğe girmesiyle daha önce 19.04.2012 tarihinde, 5252 sayılı Yasa’nın 9.maddesine göre değerlendirme yapılıp, önceki hüküm geçerli sayılarak, cezanın yeniden belirlenmesi isteminin reddine karar verildiği ve bu kararın temyiz edilmeden kesinleştiği dikkate alınmadan, 6545 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesi üzerine, dosyanın ele alınmasıyla, 5237 sayılı Yasa’nın lehe olduğu belirtilerek, yeniden kurulan ve 6545 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik kapsamında da bulunmayan hüküm hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğundan,.Asliye Ceza Mahkemesinin, hukuki değerden yoksun olan 25.08.2014 gün ve 2001/818, 2002/5 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 21.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.