Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/36097 E. 2015/1737 K. 04.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/36097
KARAR NO : 2015/1737
KARAR TARİHİ : 04.02.2015

Tebliğname No : KYB – 2014/364596

Hırsızlık suçundan M.. Ş.. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06/03/2014 tarihli ve 2014/34388 soruşturma, 2014/40923 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İSTANBUL ANADOLU 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/04/2014 tarihli ve 2014/29 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 24/10/2014 gün ve 2014-18255/63085 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/11/2014 gün ve 2014/364596 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, şikâyetçinin cep telefonunun çalındığı iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucu Cumhuriyet Başsavcılığının cep telefonunu bulup teslim etme görevinin bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarım korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında. Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, Telekominikasyon İletişim Başkanlığından sözkonusu telefonun IMEI bilgileri bildirilmek suretiyle olay günü ve sonrası kullanılıp kullanılmadığının, kullanılmış ise kullanan numaraların ve sahiplerinin sorulması gerekirken, şikâyetçinin yaptığı şikâyet üzerine hiçbir araştırma yapılmadığı, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, bir suçun işlendiği ihbarını alan Cumhuriyet Savcısı, delil toplayıp maddi gerçeği araştırmaya başlayarak, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunması halinde, aynı yasanın 170/2. maddesi uyarınca iddianame düzenleyip kamu davasını açmakla, yeterli şüphe bulunmaması halinde ise Kanun’un 172. maddesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına karar vermekle görevli bulunmaktadır.
İnceleme konusu dosyada, Cumhuriyet Savcılığınca, yakınanın ifadesinin alınması dışında soruşturma yapılmaksızın ve özellikle yakınan tarafından IMEI numarası bildirilen cep telefonunun, suç tarihi ve sonrasında hangi hat veya hatlarda kullanıldığı Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından sorulup araştırılmadan, soyut gerekçelerle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi karşısında, yasanın öngördüğü şekilde soruşturma yapılmasının sağlanması için itiraz merciince itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (İSTANBUL) 15. Ağır Ceza Mahkemesince kesin olarak verilen 25.04.2014 gün ve 2014/29 Değişik İş sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 04.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.