Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/34559 E. 2017/4682 K. 25.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/34559
KARAR NO : 2017/4682
KARAR TARİHİ : 25.04.2017

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli kararda suça sürüklenen çocukların eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesine uyan suçu oluşturduğu belirtildiği halde kısa kararda uygulama maddesinin TCK’nın 142/1-b yerine 142/2-b olarak hatalı yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiş, UYAP sorgulamasında suça sürüklenen çocuk …’ün yaşının Gaziantep 1 No.lu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/570 E. 2015/988 K. sayılı 10.02.2016 kesinleşme tarihli kararı ile düzeltildiği ve bu kayda göre suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibariyle 12-15 yaş grubunda kaldığının anlaşılması karşısında bu husus bozma sebebi yapılmamış, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Kolluk görevlilerince 07/11/2012 tarihinde düzenlenen olay, yakalama, üst arama, rızaen teslim geçici muhafaza altına alma ve teslim tutanağı içeriğine göre şüphe üzerine yakalanan suça sürüklenen çocuklar üzerlerinde ele geçirilen yazar kasayı şikayetçinin iş yerinden çaldıklarını beyan ederek, suça konu yazar kasayı görevlilere teslim ettikleri, aynı tarihte düzenlenen teslim tesellüm tutanağı içeriğine göre suça konu kasanın şikayetçiye iade edildiği, şikayetçinin kovuşturma evresinde alınan ifadesinde iş yerinden 10-15 TL bozuk para, bıçak, saat ve başka eşyalar çalındığını ve kendisine iade edilmediğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında gerçekleşen kısmi iade nedeniyle şikayetçinin suça sürüklenen çocuklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/1-4. maddesinin uygulanmasına rızası olup olmadığı sorularak anılan maddenin uygulanma koşulları araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocukların TCK’nın 31/2 maddesi uyarınca işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadığı veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediği hususunda işyeri dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçları yönünden de uzman hekim
raporu alınması gerektiği gözetilmeden, suça sürüklenen çocukların işlediği hırsızlık suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olduğuna ilişkin rapor ile yetinilerek eksik soruşturma sonucu yazılı şeklide hüküm kurulması,
3- 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106/4. maddesinde “Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Her ne kadar 5237 sayılı TCK’nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK’nın 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır. Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
4- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı, işyeri dokunulmazlığını bozmak suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı gözetilmeden, adli sicil kaydına göre suç tarihinde sabıkasız olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuklar hakkında yargılama sürecindeki davranışları ve pişmanlığı gözetilerek TCK’nın 62 ve 50. maddeleri uygulandığı halde, CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilmeden “suçu işledikten sonra pişmanlık göstermemiş olması sebebiyle yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde kanaat hâsıl olmaması” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile suça sürüklenen çocuklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükmün BOZULMASINA 25.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.