YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/32431
KARAR NO : 2015/2449
KARAR TARİHİ : 11.02.2015
Tebliğname No : 8 – 2014/78162
MAHKEMESİ : Tokat 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/09/2008
NUMARASI : 2007/275 (E) ve 2008/400 (K)
SUÇ : Mühür bozma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca, sanık hakkında mahkumiyete karar verilmiş ise, kendisini vekil ile temsil ettirmiş katılan lehine, vekil duruşmalara katılmamış olsa dahi, dilekçe yazım ücreti yerine, tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücretinin sanığa yükletilmesinde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki (2) nolu bozma düşüncesi; bozma ilamının (1) nolu maddesine göre de tebliğnamedeki (1) nolu bozma düşüncesi benimsenmemiş, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Bakanlık mühürleri kopartılıp sayaç diskine müdahale edildiği olayda, bakanlık mühürlerinin kopartılmasının mühür bozma suçunun oluşması için yeterli olmadığı, ayrıca suça konu sayacın suç tarihinden önce katılan kurum tarafından mühürlenmesinin gerektiği, somut olayda, katılan kurumun 21/06/2007 tarihli yazısında mühürleme tutanağı bulunmadığının bildirilmesine göre atılı mühür bozma suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
2- Mühür bozma suçunda olduğu gibi, suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse, TCK’nın 50/2. maddesindeki düzenleme gereğince bu ceza artık adli para cezasına çevrilemeyecektir. Bununla birlikte, söz konusu düzenlemeden, hapis cezasının anılan maddede yer alan seçenek tedbirlere de
çevrilemeyeceği biçiminde bir anlam çıkarılması olanaklı değildir. Hal böyle iken, mühür bozma suçu nedeniyle temel ceza hapis olarak belirlenip daha sonra “TCK’nın 50/2. maddesi gözetilerek verilen hapis cezasının TCK’nın 50/1. maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan herhangi birisine çevrilmesinin tartışılmasına yer olmadığına” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hapis cezasının seçenek tedbirlere çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesi,
3- Sanığa verilen hapis cezasının, “sabıkasının bulunmaması nedeniyle verilen cezanın ertelenmesi halinde, tekrar suç işlemeyeceği konusunda Mahkememizde kanaat oluştuğu” gerekçesiyle 5237 sayılı TCK’nın 51.maddesi uyarınca ertelenmesine rağmen, mühür bozma suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı da dikkate alındığında; “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” uygulamasının sanığın daha lehine olduğu gözetilmeden, cezaların bireyselleştirilmesine yönelik kabul edilen ölçütlerle çelişki oluşturularak, “katılanın zararlarını gidermemiş olması, yargılama sürecinde gözlemlenen kişilik özellikleri dikkate alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde kanaat oluşmadığı” biçiminde, TCK’nın 51. maddesinin uygulanması sırasında “tekrar suç işlemeyeceği konusunda Mahkememizde kanaat oluştuğu”, CMK’nın 231. maddesinin uygulanması sırasında ise “yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde kanaat oluşmadığı” biçiminde hüküm kurulmak suretiyle kendi içinde çelişki oluşturulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 11/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.