Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/32335 E. 2017/4747 K. 26.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/32335
KARAR NO : 2017/4747
KARAR TARİHİ : 26.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, iş yeri dokunulmazlığını bozma, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkumiyet, tedavi ve denetimli serbestlik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık … hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” veya “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda ya da merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından, sanığın temyiz dilekçelerinin bu suç yönünden itiraz dilekçesi olarak kabulü ile itirazla ilgili gerekli kararın mahallince yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE,
2- Sanık … hakkında hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme, sanık … hakkında hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanık …’in kiraladığı araçla suç yerinde bulunması ve suçun işlendiği saatlerde aracın kendisinde olduğunu beyan etmesi karşısında suça doğrudan katıldığı ve bu nedenle hakkında TCK.nun 37/1. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile aynı Kanun’un 39/1. maddesi ile uygulama yapılması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının ve hüküm tarihine kadar yapılan yargılama gideri toplamı, 5271 sayılı CMK’nun 324/4 maddesinde atıfta bulunulan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20 TL’den az olduğu halde yargılama giderinin sanıklardan tahsiline karar verilmiş ise de, hüküm kesinleşinceye kadar yapılacak yargılama giderlerinin de toplam yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle hükmün kesinleştiği tarihte sanıklardan tahsili gereken yargılama giderinin yukarıda açıklanan terkin edilmesi gereken miktardan az olması halinde Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
3- Sanık … hakkındaki mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanık hakkında mala zarar verme suçundan tayin olunan kısa süreli hapis cezasının TCK’nın 51. maddesi gereğince ertelenmesine karar verildiği halde 5237 sayılı TCK’nın 53/4 maddesine aykırı olarak aynı maddenin 1. fıkrasında düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin paragrafın hükümden çıkartılmasına karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4- Sanıklar …, … ve … hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanıkların olaydan onsekiz saat kadar sonra suçta kullanılan araçta yakalanmaları dışında savunmalarının aksine diğer sanıklar … ve …’nin suçuna iştirak ettiklerine dair mahkumiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, somut ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden beraatleri yerine, yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.