Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/2990 E. 2015/5360 K. 12.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2990
KARAR NO : 2015/5360
KARAR TARİHİ : 12.03.2015

Tebliğname No : 2 – 2012/225679
MAHKEMESİ : Amasya 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/05/2012
NUMARASI : 2011/543 (E) ve 2012/356 (K)
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçuna yönelik temyiz isteminin incelemesinde;
Suça sürüklenen çocuk hakkındaki 08.12.2011 ve 24.05.2012 tarihli duruşmaların kapalı yapılması ve hükmün de kapalı oturumda açıklanması gerektiği gözetilmeyerek 5271 sayılı CMK’nın 185. maddesine aykırı davranılması giderilmesi olanaklı olmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak;
6352 sayılı Kanun’un 100. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 324. maddesinin 4. fıkrasına eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan (20,00 TL’den) az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir” şeklindeki hüküm dikkate alınmadan, mahkeme masrafı olarak yapılan 12 TL yargılama giderinin sanıktan tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından “Yapılan yargılama giderlerinin suça sürüklenen çocuktan tahsiline,” ilişkin bölümünün çıkartılarak, “Yargılama giderinin inceleme tarihi itibariyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan (20,00 TL’den) daha az olması nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 342/4. maddesi gereğince Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasına” karar verilmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

2- Suça sürüklenen çocuk hakkında hakkında mala zarar verme suçuna yönelik temyiz isteminin incelemesinde;
Müştekiye ait park halindeki aracın anahtar uydurulmak suretiyle çalınması ve aracın cam otomatiğinin bozuk ve rüzgarlığının kırık bir şekilde bulunması biçimindeki eylemde, hırsızlık suçunun konusu ile mala zarar verme suçunun konusunun aynı olması, başka bir ifadeyle suça sürüklenen çocuğun çalmak istediği malı bulunduğu yerden aldığı sırada zarar vermesi halinde korunan hukuki yararın tek olduğu gözetilmeyerek ayrıca mala zarar verme suçunun oluşmayacağı gözetilmeden, suça sürüklenen çocuğun 5237 sayılı TCK’nın 151/1. maddesi uyarınca mala zarar verme suçundan da cezalandırılmasına karar verilmesi,
Kabule göre de;
a- 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde düzenlenen seçenek yaptırımın süresinin, suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan sonuç hapis cezanın yarısı ile bir katına kadar olan bir süre olduğu ve bir katından da hükmolunan sonuç hapis cezasının kendisinin anlaşılmasının gerektiği gözetilerek, mala zarar verme suçundan TCK’nın 151/1, 31/3, 62. maddeleri uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkında 2 ay 6 gün hapis cezası belirlenmiş olması karşısında, TCK’nın 50. maddesinin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırımın süresinin de belirlenen 2 ay 6 gün hapis cezanın yarısı olan 1 ay 3 gün ile bir katı olan 2 ay 6 gün arasında takdir edilecek bir süre olması gerektiği gözetilmeden, hükmolunan sonuç hapis cezasının bir katını aşacak şekilde 6 ay süre ile seçenek yaptırımın uygulanmasına karar verilmesi,
b- 5237 sayılı TCK’nın 50/3.maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106/4.maddesinde “Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Her ne kadar 5237 sayılı TCK’nın 50/6.maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında, 5237 sayılı TCK’nın 50/6.maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde, hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeplerden dolayı 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 12/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.