YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/29646
KARAR NO : 2015/14102
KARAR TARİHİ : 07.07.2015
MAHKEMESİ : … Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I- Sanık … yönünden yapılan incelemede;
CMK’nın 196/4. maddesinde, sanığın aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılabilmesi olanağının varlığı halinde, bu yöntem uygulanarak sorgunun yapılacağı belirtilmiş olup bu düzenlemeye göre, sanığın fiziki olarak duruşmada hazır edilmesiyle görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılarak duruşmada hazır edilmesi arasında yasal anlamda bir fark bulunmadığı gibi olanak bulunması halinde, yargı çevresi dışında bulunan sanığın görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılarak duruşmada hazır edilmesi esastır.
Somut olayda, 13/02/2014 tarihli karar, görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılarak (SEGBİS ile) duruşmada hazır edilerek sorgusu yapılan sanığın yüzüne karşı verilmiş ve kanun yolu bildirimi de kanuna uygun olarak yapılmıştır. CMK’nın 35/1. maddesinde, yüze karşı verilen kararlarda, ilgili “isterse” kararın bir örneğinin verileceği yönünde düzenleme bulunsa da, duruşma tutanağında sanığın bu yönde bir talebi olduğuna dair kayıt bulunmamaktır. Sanık tarafından kısa kararın kendisine verilmesi talep edildiği takdirde, mahkemenin, UYAP aracılığıyla sanığın bulunduğu yer mahkemesine talimat yazısı göndererek kısa kararı sanığa verme olanağı da bulunmakta olup mahkeme tarafından düzenlenen 19/03/2014 tarihli tutanakta belirtilen, sanığa SEGBİS sistemi ile kısa kararın iletilmesinin mümkün olmadığından kararın ayrıca sanığa tebliği gerektiği yönündeki tespitin yasal bir dayanağı bulunmamaktadır. Buna göre, temyiz süresi, yasal düzenlemeler gözetildiğinde 13/02/2014 tarihinde işlemeye başlamıştır.
Bu itibarla;
Yüze karşı 13/02/2014 verilen kararı, CMUK’nın 310. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süreden sonra 13/04/2014 tarihinde temyiz eden sanığın temyiz isteminin aynı Kanunun 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE,
II- Sanık … yönünden yapılan incelemede;
Sanığın, hırsızlık suçundan 2 yıl 4 ay, mala zarar verme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından 1’er yıllık hapis cezalarının 13/02/2014 tarihinde yüzüne karşı açıklanması üzerine, 18/02/2014 tarihinde verdiği iki ayrı dilekçeyle, mala zarar verme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından kurulan hükümleri temyiz ettiği, söz konusu dilekçelerde hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz edildiğine veya edilmediğine yönelik bir açıklık bulunmaması nedeniyle, mahkemenin 10/03/2014 tarihli yazısıyla, sanıktan hırsızlık suçundan verilen kararın kesinleştirilmesini isteyip istemediğini açıkça belirtir bir dilekçe göndermesini istediği, bu nedenle, sanığın mahkemesine 11/03/2014 tarihli dilekçeyi gönderip 2 yıl 4 aylık hapis cezasını temyiz etmek istemediğini belirttiğinin anlaşılması karşısında, sanığın hırsızlık suçundan kurulan hükümleri temyiz etmediği, mala zarar verme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından kurulan hükümleri temyiz ettiği belirlenerek ve tebliğnamedeki iade düşüncesi benimsenmeden yapılan incelemede;
Sanığın, mağdur …’a karşı hırsızlık suçunu işledikten sonra içinde suça konu eşyalar bulunan, hırsızlık suçundan sanık …’a ait araçla kaçarken, sanığı yakalamak için yolu trafiğe kapatan kolluk görevlilerinin … plakalı aracına kasten çarparak zarar verdiği olayda, mala zarar verme suçu nedeniyle oluşan zararın, bu suçtan sanık olmayan …’a aracın sigortası tarafından karşılandığının anlaşılması karşısında, sanığa verilen cezada TCK’nın 168/1. maddesiyle indirim yapılmasına yasal olanak bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin isteme aykırı olarak ONANMASINA, 07/07/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.