Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/2823 E. 2015/195 K. 20.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2823
KARAR NO : 2015/195
KARAR TARİHİ : 20.01.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür bozma, karşılıksız yararlanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I-Sanığın soruşturma aşamasında alınan savunmasında, suça konu sayaç ile sayacın bulunduğu evin babası S.. D..adına kayıtlı olduğunu, tutanak tarihinde kendisinin oturduğunu belirtmiş ise de; suça konu sayacın söküldüğüne dair tutulan tutanakta sadece abone numarasının ve suça konu sayaç ile değiştirilen sayaçların bilgisinin bulunduğu, katılan kurumca hazırlanan kaçak tahakkuk tutanağının aynı abone numarası üzerinden … adına düzenlendiği ve adresin … belirtildiği, kollukça 10/08/2012 tarihinde tutulan tutanakta, sanığın 2006 yılı 2009 yılları arasında … adersinde ikamet ettiğinin belirtmesi karşısında; öncelikle sayaç söküm tutanağında belirtilen ve sayacı sökülen abonenin kim olduğu, aboneliği belirtilen adreste tutanak tarihinde kimin oturduğu kesin olarak tespit edilerek, bu aboneye ait tüm bilgi belgeler ile suça konu sayaç muayane raporu katılan kurumdan istenilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi
II-Kabule göre de;
1-Mühür bozma suçunun oluşması için öncelikle sayacın tutanak tarihinden önce katılan kurum tarafından usulüne uygun olarak mühürlenmiş olması ve kaçak elektrik kullanılması suretiyle de mührün konuluş amacına aykırı davranılmış olması gerekir. Öncelikle suça konu sayacın, kontrol için söküldüğü suç tarihinden önce katılan kurum tarafından mühürlenip mühürlenmediği sorulup, varsa buna dair mühürleme tutnanağının aslı veya onaylı örneği getirtilerek, mühürlendiğinin tespiti halinde, kaçak kullanım bulunup bulunmadığının belirlenmesi için, tutanak öncesi ve sonrası en az birer yıllık tüketimler karşılaştırılarak her iki dönem tüketimleri arasında bariz fark bulunup bulunmadığının ve tüketimlerin elektrikle çalışan tüm aletlerden oluşan kurulu güçle uyumlu olup olmadığının tespiti ile mümkün olduğu gözetilerek, mahallinde elektrikçi bilirkişi aracılığıyla keşif yapılarak, sanığın tüketimlerin kurulu güce uygun olup olmadığı ve tutanak öncesi ile sonrası tüketimler arasında bariz fark bulunup bulunmadığı ve kaçak kullanım olup olmadığı hususlarında elektrikçi bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik incelemeye ve araştırmaya dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde sayılan nesnel (objektif) ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmadığı, bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK’nın 231/6-a. maddesinde gösterilen, “kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel (objektif) koşulunun bulunduğu, aynı Kanun’un 231/6-c. maddesinde gösterilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel (objektif) koşullardan bir diğeri olan suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesinde esas alınacak zararın, kanaat verici basit bir araştırmayla belirlenecek maddi zararlar olduğu, ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı, mühür bozma suçunun da zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı gözetilerek, 5271 sayılı CMK’nın 231/6. maddesinin (b) bendinde belirtilen, “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel (sübjektif) koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, “kurum zararının giderilmediği” biçimindeki yeterli olmayan gerekçeye dayanılarak sanık hakkında mühür bozma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde,”yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dâhilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanık ya da sanıkları hakkında ceza verilmesine yer olmadığı karar verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi” olduğu değerlendirilip, sanığın katılan kurumun zararını giderip gidermediği sorularak, gidermediğinin tespiti halinde, katılan kurumun cezasız ve vergisiz gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa “bilirkişinin hesapladığı kurum zararını gidermesi durumunda 6352 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine” ilişkin bildirimde bulunulduktan sonra yasal sürenin geçmesi nedeni ile sanığa makul bir süre de tanınıp bu süre beklenilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininin gerekli olduğu gözetilmeden, karşılıksız yararlanma suçundan yazılı şekilde karar verilmesi,
4-Mühür bozma suçundan hüküm kurulurken, sanığın duruşmalardaki hal ve tavırları lehine takdiri indirim sebebi kabul edilerek, cezasından 5237 sayılı TCK’nın 62 maddesi uyarınca indirim yapıldığı halde, karşılıksız yararlanma suçundan verilen cezadan da aynı gerekçeler nedeniyle aynı Kanun’un 62. maddesinin uygulanması gerekirken, karşılıksız yararlanma suçundan kurulan hükümde sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesinin uygulanmayarak, hükümde çelişkiye düşülmesi suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 20/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.