Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/20712 E. 2015/2079 K. 09.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/20712
KARAR NO : 2015/2079
KARAR TARİHİ : 09.02.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mühür bozma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
6352 sayılı Kanun’un geçici 2.maddesinin 2.fıkrası uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.12.2012 tarihli iade kararı sadece su hırsızlığı suçundan kurulan hükümle ilgili olup, daha önce mühür bozma suçundan kurulan hüküm ile bu hükme karşı yapılan temyiz başvuruları geçerli olduğundan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iade kararından sonra mühür bozma suçundan kurulan hüküm hukuken geçersiz olup, sanık müdafiinin mühür bozma suçundan 05.05.2011 tarihinde verilen karar ile su hırsızlığı suçundan 10.07.2013 tarihinde verilen karara yönelik temyizi üzerine yapılan incelemede;
I- Mühür bozma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Mühür bozma suçundan hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre hükmün, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’a eklenen geçici 2. maddesi uyarınca, hüküm tarihine göre temyizi mümkün olmadığından sanık müdafiinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine göre yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 317.maddesi gereğince REDDİNE,
II- Su hırsızlığı suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise;
1-02.07.2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un geçici 2. maddesinin 2. fıkrası gereğince, şikayetçi kurumun
zararını tazmin etmesi halinde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilerek, sanığın eylemi nedeniyle katılan kurumun uğradığı gerçek zarar miktarı bilirkişi tarafından belirlenerek, sanığa “katılan kurumun belirlenen zararını makul süre içerisinde gidermesi halinde 6352 sayılı Kanun’un giçici 2/2 maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verileceğine” dair bildirimde bulunularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve soruşturma sonucu delil takdiri yoluna gidilmek suretiyle yazılı biçimde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2- Sanığın yetkilisi olduğu inşaat şantiyesinde, borcundan dolayı bir gün önce 08.10.2009 tarihinde su sayacının sökülmesinden sonra 09.10.2009 tarihinde yapılan kontrolde kayıtsız su sayacı takılarak su kullanıldığının tespit edilmesi karşısında; kuruma kaydı bulunmayan sayacın kullanıcı tarafından istenildiği zaman değiştirilmesi mümkün olduğu da dikkate alındığında, faydalanma kastının bulunup bulunmadığı yönünden, suça konu sayacın ne zaman taktırıldığı araştırılıp, mahallinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişi aracılığıyla şantiyede tespit edilecek tüketim miktarı ile sayaçtaki tüketim miktarının, sayacın takıldığı tarihe göre karşılaştırılması yapılarak, sayaca herhangi bir müdahalenin bulunup bulunmadığı da belirlendikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyetine kararı verilmesi,
3- Sanığın eyleminin 6352 sayılı Kanunla yapılan değişilik sonrası 5237 sayılı TCK’nın 163. maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğu gözetilmeden aynı Kanunun 141/1. maddesi uyarınca hüküm kurulması,
4- Bozma öncesi sanık hakkında hırsızlık suçundan adli para cezasına hükmolunduğu halde, sanık müdafiinin temyizi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iadesi sonrasında kurulan hükümde, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesine aykırı olarak hapis cezasına hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 09/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.