Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/16801 E. 2015/20238 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/16801
KARAR NO : 2015/20238
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

Tebliğname No : 2 – 2013/95291
MAHKEMESİ : Kumluca 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/02/2012
NUMARASI : 2010/468 (E) ve 2012/99 (K)
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını bozma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz dilekçesi içeriğine göre hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükümleri temyiz ettiği belirlenerek yapılan incelemede,
Hırsızlık suçu bakımından katılanın zararı giderilmediğinden suça sürüklenen çocuk hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede,
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1)Katılanın kolluk aşamasında kendisi ve eşi evde yokken farklı zamanlarda evine girilip bazı eşyalarının çalındığını ve bunların sabun ve makarna gibi malzemeler olması nedeniyle o tarihte şikayette bulunmadığını beyan etmesi, mahkemenin de şikayet tarihi olan 05.10.2010 tarihinden önceki 1.5 aylık sürede iddianamede belirtilen eşyaların çalındığını kabul etmesi karşısında, katılana iddianamede belirtilen eşyaların tek seferde mi yoksa farklı zamanlarda mı çalındığı sorulduktan sonra, suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2)Suç tarihi itibariyle 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğun, suç tarihi itibariyle TCK’nın 31/2 maddesi uyarınca işlediği konut dokunulmazlığını bozma suçunun hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadığı veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediği hususunda uzman hekim raporu alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
3)Suç tarihinde 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35/1. ve Çocuk Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20/2. maddesi gereğince zorunlu olan sosyal inceleme raporu alınmadan ve aynı Kanun’un 35/3. maddesine göre de sosyal inceleme yaptırılmamasının gerekçesi gösterilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
4)Konut dokunulmazlığını bozma suçunun niteliği itibariyle zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı anlaşılmakla; adli sicil kaydına göre suç tarihinde sabıkasız olduğu anlaşılan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına rıza gösteren suça sürüklenen çocuk hakkında “bir daha suç işlemeyeceği konusunda vicdani kanaat oluştuğu” gerekçesiyle hapis cezası ertelendiği halde, “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurulup yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat” ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
5)Daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan ve suç tarihinde 18 yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin edilen bir yıldan az süreli hapis cezasının, 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesine göre, aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
6)Suça sürüklenen çocuk hakkında, CMK’nın 150/3. maddesi uyarınca, mahkemesince Baroya yazı yazılarak savunmak üzere bir avukatın görevlendirilmesi nedeniyle, zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olarak yargılama gideri olarak suça sürüklenen çocuğa yükletilmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 09/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.