YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/1647
KARAR NO : 2015/4963
KARAR TARİHİ : 10.03.2015
Tebliğname No : 2 – 2012/259651
MAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/05/2012
NUMARASI : 2008/3 (E) ve 2012/916 (K)
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlali, mala zarar verme
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan E.. U.. hakkında 31/01/2008 tarihli duruşmada, katılma kararı verildiği halde gerekçeli karar başlığında katılan yerine müşteki sıfatı ile gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiş; sanıkların 5271 sayılı CMK’nın 232/2-d maddesi uyarınca tutuklulukta geçirdiği süreler ile işyeri dokunulmazlığının ihlali suçu gerekçeli karar başlığında gösterilmemiş ise de, mahallinde gerekçeli karar başlığına eklenmesi mümkün görülmüş; adli sicil kaydına göre, tekerrüre esas teşkil eden mahkumiyeti bulunan sanık O.. T.. hakkında hükmolunan hapis cezalarının 5237 sayılı TCK’nın 58/6-7 maddesi uyarınca, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Sanık K.. S.. hakkında 07/08/2009 tarihli ek iddianameyle mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından açılan davada sanığın 06/02/2012 tarihli duruşmada sorguya çekilmesi sırasında; 07/08/2009 tarihli ek iddianame ve ekleri okunmadan, okunmuşsa bu husus tutanağa geçirilmeden ve 5271 sayılı CMK’nın 147. maddesi uyarınca yasal hakları hatırlatılmadan savunmasının alınması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 191/3-b, 147. maddelerine aykırı davranılması,
2- Sanıklar H.. S.. ve O.. T.. hakkında 07/08/2009 tarihli ek iddianameyle mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından açılan davada, dosya içerisinde 07/08/2009 tarihli ek iddianamenin sanıklara tebliğ edildiğine dair bir belgenin bulunmadığı, ilk defa sorgusu sırasında okunan ek iddianame ile sorgu arasında en az bir hafta süre bulunması gerektiği yönündeki 5271 sayılı CMK’nın 176/4. maddesine uyulmadığı gibi sanıklara duruşmaya ara verilmesini isteme hakkı olduğunun da hatırlatılmaması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 190/2.maddesine aykırı davranılmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
3- 17/11/2007 tarihli olay yeri inceleme tutanağında, işyeri kanatlı giriş kapı kilit göbeği üst tarafında bulunan asma kilit halka yerinin boş ve eğik olduğu, demir askılık üzerinde asma kilit ve asma kilit halkalarının kırık olduğu yine çelik kasanın üst kapağının alt üst kilit göbeklerinin sert bir bir cisimle delinmiş olduğu, üst kapak tutma kollarının hasarlı olduğu, üst kapak dillerinin hafif dışarıda olduğunun belirtilmesi karşısında, sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu halde, sanıkların hırsızlık suçunu haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla işlediğine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu da kararda açıklanıp tartışılmadan, sanıklar hakkında aynı Kanun’un 142/2-d maddesiyle hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
4- Sanıklar hakkında hırsızlık suçundan temel ceza belirlenirken alt sınırdan hüküm kurulduğu halde, suçun gece vakti işlenmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesi uyarınca cezadan artırım yapılırken yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden üst sınırından artırım yapılması,
5- İşyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanıklara verilen cezanın 5237 sayılı TCK’nın 119/1-c maddesi uyarınca artırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
6- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı ve sanıklar H.. S.. ile K.. S..’ın suç tarihinde sabıkasız olduğu gözetilmeden, sanıkların kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken “katılanın zararını gidermediğinden” biçimindeki dosya içeriğine uygun olmayan, yetersiz gerekçe ile sanık H.. S.. ile sanık K.. S.. hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
7- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluklarının kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ise mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
8- Katılan lehine hükmolunan vekalet ücretinin tahsil şeklinin kararda gösterilmemesi,
9- Sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinin ayrı ayrı yükletilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Olcay ve sanık Kurbanali müdafiileri ile sanık Hakan’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca bu sebeplerden dolayı kısmen istem gibi BOZULMASINA, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulacak yeni hükümde 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine 10/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.