Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/15481 E. 2015/19835 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/15481
KARAR NO : 2015/19835
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

Tebliğname No : 2 – 2013/15748
MAHKEMESİ : B.. M..
TARİHİ : 04/10/2012
NUMARASI : 2012/648 (E) ve 2012/940 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Sanığın bakıcılık yaptığı ….ın evinde bulunan ve annesinin evine ait olan anahtarları alarak müştekinin annesi Z.. T..’ın dairesine girdiği ve dosya kapsamında belirtilen değerli eşyaları çaldığı, daireye girerken görgü tanığı tarafından görüldüğü, daha sonra polis merkezinde suçlamaları kabul ettiği, ayrıca müsnet suçun B.. M..nin kararında da belirtildiği üzere Z.. T..’a yönelik olduğunun kesin olarak anlaşılmasından dolayı müştekinin ya da sanığın yeniden ifadelerinin alınmasına gerek olmadığından bahisle TCK’nın 141/1. maddesi gereğince cezalandırılması talebi ile açılan kamu davasında; sanık hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/5464 Esas sayılı iddianamesiyle müşteki N. Y. karşı açılan ilk dava ile ilgili soruşturma evrakı ve 04/10/2012 günlü duruşmada Dizi 5’te yer aldığı duruşma tutanağına geçirilen sanığın soruşturma sırasında verdiği ifade denetime olanak verecek şekilde dosya içerisine konulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sanığın eyleminin, TCK’nın 142/2-d maddesinde yer alan “haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle hırsızlık” suçunu oluşturduğu halde, oluşa ve kabule aykırı şekilde aynı Kanun’un 142/2-b maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi,
3- Mahkemece “sanığın olaydan pişmanlık gösterip mağdurun zararını kovuşturma safhasında gidermiş olması” sebebiyle TCK’nın 168/2. maddesi uyarınca cezasından ½ oranında indirim yapılmış ise de, önceki yargılamaya ilişkin B.. M..nin 2012/466-622 sayılı dava dosyasının getirtilip incelenerek, zararın ne şekilde ve hangi aşamada giderildiği belirlenip bu hususun tutanağa geçirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Sanığın adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan kararın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olduğu, bu kararın kesinleşmiş mahkumiyet hükmü sayılamayacağından tekerrüre esas alınamayacağı, sanığın tekerrüre esas başka bir hükümlülük kaydının da bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında TCK’nın 58/7. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,
5- Suç tarihi itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel sabıkası bulunmayan ve mağdurun zararını karşılayan sanık hakkında, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, “Mağdurun zararı giderilmiş olmasına rağmen, sanığın aynı suçtan sabıkalı oluşu” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
6- Sanığa kovuşturma aşamasında müdafi atanmadığı halde 220 TL müdafi ücretinin sanıktan tahsiline karar verilmesi ve atanmayan müdafi ücreti dışında kalan toplam 8,60 TL yargılama giderinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan daha az olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi gereğince Devlet hazinesine yüklenilmesi yerine sanıktan tahsiline karar verilmesi,
7- Kabule göre de, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesi uyarınca kamu davası açıldığı halde, aynı Kanun’un 142/2-b maddesi gereğince mahkumiyet hükmü kurulurken sanığa ek savunma hakkı verilmemek suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 226. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 04/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.