Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/15157 E. 2015/1525 K. 03.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/15157
KARAR NO : 2015/1525
KARAR TARİHİ : 03.02.2015

Tebliğname No : 11 – 2013/67566
MAHKEMESİ : Aydın 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2008
NUMARASI : 2006/286 (E) ve 2008/566 (K)
SUÇ : Mühür bozma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sayacın söküldüğü 28/06/2005 yerine 19/09/2005 olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Sanık hakkında oturduğu evdeki sayaca film şeridi sokmak suretiyle müdahale edildiğine dair muayene raporuna dayanılarak suç tutanağı düzenlenmiş olması nedeniyle, somut olayda atılı mühür bozma suçunun oluşması için, mührün konuluş amacına aykırı hareket ederek sayaca müdahale edilmiş olması gerektiği gözetilerek, kaçak kullanım bulunup bulunmadığının belirlenmesi için mahallinde bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak kurulu güç tespit edilip, normal kullanıma göre tüketebileceği ortalama elektrik miktarı bilirkişiye hesaplattırılarak, tutanak öncesi ve sonrası en az birer yıllık tüketimler karşılaştırılarak, her iki dönem tüketimleri arasında bariz fark bulunup bulunmadığının ve tüketimlerin elektrikle çalışan tüm aletlerden oluşan kurulu güçle uyumlu olup olmadığının tespiti ile mümkün olduğu gözetilerek, sanığın tüketimlerin kurulu güce uygun olup olmadığı, tutanak öncesi ile sonrası tüketimler arasında bariz fark bulunup bulunmadığı ve kaçak kullanım olup olmadığı hususlarında elektrikçi bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve araştırmaya dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Sanığın adli sicil kaydına göre Aydın 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/03/1998 gün 393-139 sayılı, 17/05/2003 infaz tarihli 4 yıl hapis cezasına ilişkin mahkumiyet kararının tekerrüre esas teşkil ettiği nazara alınarak, mühür bozma suçundan hüküm kurulurken seçimlik cezalardan hapis cezasına hükmolunması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde adli para cezası tercih edilmek suretiyle, 5237 sayılı TCK’nın 58/3. madde ve fıkrasına aykırı davranılması,
3-5271 sayılı CMK’nın 191/1. maddesi uyarınca, iddianamenin kabulü kararı okunarak duruşmaya başlandığının açıklanması gerektiğinin gözetilmemesi,
4-5271 sayılı CMK’nın 34/1, 230/1-a maddesine aykırı olarak Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki görüşünün gerekçede gösterilmemesi,
5-Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nın 58. ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 108. maddelerine göre yalnızca hürriyeti bağlayıcı ceza ile mahkumiyet halinde mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanabileceği gözetilmeden, sonuç olarak adli para cezası ile mahkum olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, yeni hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 03/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.