Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/14902 E. 2015/20379 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/14902
KARAR NO : 2015/20379
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

Tebliğname No : 2 – 2013/43132

MAHKEMESİ : Antalya 13. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2012
NUMARASI : 2012/905 (E) ve 2012/1163 (K)
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli hüküm, sanığın talebi üzerine baro tarafından atanan müdafinin yüzüne karşı verilmiş ve sanık müdafii kararı temyiz etmemiş ise de; müdafii ile duruşmaya katılmayan sanığın atanan müdafiiden haberdar olmaması nedeniyle öğrenme üzerine temyizinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
I-Sanığın, yedi katlı … isimli apartmanın teras katındaki havalandırma boşluğundan, demirlere bağladığı bez parçaları ile aşağı inmeye çalışırken, müştekiye ait ve apartmanın ikinci katındaki üç numaralı dairede bulunan işyerinin mutfak penceresinin açıldığı havalandırma boşluğu zeminine düşmesi sonucu yaralanması ve dışarı çıkabilmek için müştekinin işyerinin mutfak penceresinden içeri girdikten sonra dairenin dışına çıkabildiği ancak yaralı olması nedeniyle henüz apartmandan çıkamadan bayılıp apartman sakinlerinin ihbarı ile hastanaye kaldırılması şeklinde gerçekleşen olayda; müştekinin işyerinden hırsızlık yapıldığına ilişkin bir tespitin bulunmaması ve sanığın da tüm aşamalarda atılı suçları kabul etmemesi nedeniyle sanığın havalandırma boşluğuna düşmesi ve dışarı çıkmak için müştekinin işyerine girmesi eyleminde hırsızlık kastı ile haraket ettiğine ilişkin hırsızlık suçundan mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, hukuka uygun, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
II-Sanığın müştekinin işyerine rızası dışında girmesi ve hırsızlık suçunun oluşmaması nedeniyle işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun şikayete tabi olduğu ve müştekinin bu yönde beyanının tespitinde zorunluluk bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,

III-Kabule göre ise;
1-Sanığın TCK’nın 116/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı halde, ek savunma hakkı verilmeden, aynı Yasa’nın 116/1. maddesi uygulanmak suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 226. maddesine aykırı davranılması,
2-Daha ağır cezayı içeren Antalya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/11/2010 tarih ve 509 – 940 sayılı kararının tekerrüre esas alınması gerekirken, Antalya 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 07/12/2010 tarih ve 1511 – 1337 sayılı kararının mükerrirliğe esas alınması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının GÖZETİLMESİNE, 10/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.