Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/14879 E. 2015/17641 K. 08.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/14879
KARAR NO : 2015/17641
KARAR TARİHİ : 08.10.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Mala zarar verme suçundan doğrudan hükmolunan adli para cezalarının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3.000 TL dahil adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün temyizi mümkün olmadığından sanıklar müdafiinin temyiz isteğinin 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,
2-Sanıklar hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
1-Sanıkların tüm aşamalarda üzerine atılı suçlamayı kabul etmediklerini beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında; sanıkların üzerine atılı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarını işlediklerine dair, haklarında bahse konu hırsızlığı somut ve belirlenebilir şahıs ismi vermeyip olay günü hırsızlıkta kullanılmış olabileceğini düşündüğü bir aracın plakasını ve özellikle sanık Yavuz’un komşularının tarif ettiği eşgale uymadığını belirten mağdurun beyanları dışında, mahkumiyetlerine yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delillerin nelerden ibaret olduğu denetime olanak verecek şekilde kararda tartışılmadan yazılı şekilde sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
a)Mağdurun soruşturma aşamasında kollukça alınan ifadesinde suçun 19.00-22.30 sıralarında işlendiğini ifade etmesi karşısında; UYAP üzerinden alınarak dosya içerisine konulan suç tarihinde Ankara ilinde güneşin doğuş ve batış saatlerini gösteren çizelgeye göre yaz saati uygulamasının olduğu, güneşin suç tarihinde saat 18.40’ta battığı, buna göre gece sayılan zaman diliminin TCK’nın 6-e maddesi de gözetildiğinde, saat 19.40’tan itibaren başlayacağının anlaşılması karşısında; şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarının sanıklar lehine gündüz sayılan zaman dilimi içerisinde işlendiğinin kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden ve hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarının gece vakti işlendiğine ilişkin kanıtlar denetime olanak verecek biçimde karar yerinde gösterilip tartışılmadan, hırsızlık suçundan hükmolunan cezanın 5237 sayılı TCK’nın 143/1. maddesiyle artırılması ve konut dokunulmazlığının ihlali suçundan aynı Kanun’un 116/1. maddesi yerine 116/4. maddesinin uygulanması,
b)Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanıklara verilen cezanın 5237 sayılı TCK’nın 119/1-c maddesi uyarınca artırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
c)Sanıklar hakkında temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi karşısında, suçu gece işlediklerinden bahisle artırım yapılırken, 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesi uyarınca ceza en fazla üçte bire kadar artırılabilir olmakla birlikte, sanıkların cezalarının anılan madde uyarınca üst had olan 1/3 oranında arttırılmasına karar verilirken yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
d)Sanıklar hakkında hırsızlık suçundan hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 143, 168/1. maddeleri uyarınca belirlenen 10 ay 20 gün hapis cezasından aynı Kanun’un 62. maddesine göre 1/6 oranında indirim yapılırken hesap hatası sonucu 8 ay 26 gün yerine, 8 ay 27 gün hapis cezasına hükmolunması,
e)5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde yer alan hak yoksunluklarının kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ise mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 08/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.