Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/14812 E. 2015/20466 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/14812
KARAR NO : 2015/20466
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

Tebliğname No : 2 – 2013/64882
MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2012
NUMARASI : 2010/172 (E) ve 2012/649 (K)
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Suça sürüklenen çocuklar müdafiinin 21/12/2012 tarihli süre tutum dilekçesinde; suça sürüklenen çocuklar Ç.. A.. ve T.. U.. hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçları, V.. P.. hakkında konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçları, M.. B.. hakkında ise yalnızca mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerini temyiz ettiğini açıkça ifade etmesi, suça sürüklenen çocuk M.. B.. hakkındaki konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükmü temyiz ettiğine ilişkin 23/01/2013 tarihli dilekçesinin ise yasal süresinden sonra olduğu dikkate alınarak yapılan incelemede;
1- Suça sürüklenen çocuklar Ç.. A.., V.. P.., T.. U.. ve M.. B.. hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Doğrudan hükmolunan adli para cezalarının miktar ve türüne göre; 14/04/2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31/03/2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3.000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz isteminin CMUK’nın 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,
2- Suça sürüklenen çocuklar Ç.. A.. ve T.. U.. hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden mali olanaklardan yoksun olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuklara, 5271 sayılı CMK’nın 150/2. maddesi uyarınca, mahkemesince kendisini savunmak üzere avukat görevlendirilmesi nedeniyle zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olarak yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun’un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkrasının yargılama giderleriyle ilgili bölümdeki “müdafii gideri olan 1.016,00 TL” ibaresinin çıkartılmasına karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3- Suça sürüklenen çocuklar Ç.. A.. ve T.. U.. hakkında hırsızlık, diğer suça sürüklenen çocuk V.. P.. hakkında ise konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
a) Oluşa ve dosya kapsamına göre, yaşı küçük sanıklar ile yaşları nedeniyle soruşturması ayrı yürütülen A..Ş.. ve A.. G..’nın birlikte gece vakti mağdura ait ikametgahın tuvalet penceresinin koruma demirlerini yerinden sökerek içeri girdikleri, içerde bulunan bir takım mutfak eşyalarını çaldıktan sonra bu eşyaları 21 T… plakalı araca koyup olay yerinden uzaklaştıkları, sokak üzerinde devriye görevi ifa ederken hırsızlık suçlarından aranan şahıslarla ilgili çalışma yürüten polis ekiplerinin içinde altı kişi bulunan taksiyi görüp şüphelendikleri, bu sırada suça sürüklenen çocukların kucaklarında koliler olduğu halde polisleri görünce panikleyip kaçmaya çalışırken yakalandıkları olayda; 27/02/2010 tarihli “Tutanak” içeriği dikkate alınarak, suça sürüklenen çocuklara kolilerin ne olduğu sorulduğunda çelişkili cevaplar vermeleri üzerine kolilere bakıldığında mutfak eşyaları olduğunun anlaşıldığı, bunları nereden aldıkları sorulduğunda yer göstermeleri üzerine suça konu eve gelindiğinde kapıyı açan olmayınca komşulara sorulmak suretiyle ev sahibinin il dışında olduğu, sabah ulaşılabileceğinin tespit edildiği, bilahare olay sabahı durumu öğrenen müştekinin karakola gelerek teşhis ettiği eşyalarını tam ve sağlam olarak teslim aldığı, gerek müştekinin soruşturma aşamasındaki kolluk ifadesinden gerekse tutanak içeriğinden anlaşılmasına karşın, müştekinin kovuşturma aşamasında talimat ile alınan ifadesinde çalınan eşyalarını geri alamadığını beyan etmesi karşısında; müşteki yeniden dinlenmek suretiyle beyanları arasındaki çelişki giderilerek, iadenin tam olduğunun anlaşılması halinde TCK’nın 168/1 maddesi uyarınca indirim yapılması, iadenin kısmi olması durumunda ise kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızasının bulunup bulunmadığı müştekiden sorularak sonucuna göre, suça sürüklenen çocuklar Ç.. A.. ve T.. U.. hakkında hırsızlık suçuna ilişkin TCK’nın 168. maddesinin uygulanma olanağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu, ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı, konut dokunulmazlığını bozma suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı gözetilmeden, adli sicil kaydına göre sabıkaları bulunmadığı anlaşılan suça sürüklenen çocuk V.. P.. hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen sanığın “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekirken, “kasıtlı suçtan mahkumiyeti yoksada mağdurun zararını gidermemeleri…” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
c) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden mali olanaklardan yoksun olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuklara, 5271 sayılı CMK’nın 150/2. maddesi uyarınca, mahkemesince kendisini savunmak üzere avukat görevlendirilmesi nedeniyle zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olarak yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.