Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/11077 E. 2015/13776 K. 02.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/11077
KARAR NO : 2015/13776
KARAR TARİHİ : 02.07.2015

MAHKEMESİ : … Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Temyiz süresinin son gününün adli tatile gelmesi nedeniyle sanığın 26/07/2012 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf etme suçunun 5237 sayılı TCK’nın 160. maddesinde “Kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin zilyedliğinden çıkmış olan ya da hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde, iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi tasarrufta bulunan kişi, şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlendiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ nun 10.06.1997 gün ve 132/151 sayılı kararında da açıklandığı üzere; “öngörülen suçun oluşabilmesi için mal sahibinin, malın nerede olduğunu bilmemesi, o şeyin mal sahibinin tasarruf alanı dışına çıkmış yani tasarruf imkanının kalmamış bulunması, en önemli unsur ise suç işleyenin mal edindiği şeyin yitirilmiş mallardan olduğu inancını taşıması gerektiği ve sahibi bilinen malın kaybolmuş mallardan sayılamayacağının…” belirtilmesi ve somut olayda; katılanın lokantada yemek yerken masanın üzerine koyduğu cep telefonunu almayı unutarak dışarı çıktığının, katılanın karşı masasında oturan sanığın katılanın almayı unuttuğu cep telefonunu alarak olay yerinden ayrıldığının, katılanın beş dakika içerisinde unuttuğu telefonu almak için geldiği gözetildiğinde sanığın katılanın masasında bulunan cep telefonunun katılana ait olduğunu bildiğinin veya çok kısa bir araştırma ile cep telefonunun sahibini bulabilecek durumda olduğunun anlaşılması karşısında sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu yönündeki kabul ve uygulamada herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamede yer alan (1) nolu bozma düşüncesine, 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesinin uygulanmama gerekçesinin yasal ve yeterli olduğunu anlaşılması karşısında tebliğnamede yer alan (2) nolu bozma düşüncesine katılınmamış, sanığın eylemi TCK’nın 142/1-b maddesinde belirtilen suçu oluşturmasına rağmen, yazılı şekilde hüküm kurulması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün ONANMASINA, 02/07/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.