Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2014/10218 E. 2015/2539 K. 12.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/10218
KARAR NO : 2015/2539
KARAR TARİHİ : 12.02.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında, yakın tarihlerde kaçak elektrik kullandığına ilişkin iki ayrı tutanak tutulmuş olması karşısında; sanığın eylemlerinin zincirleme suç oluşturacağı ve sanık hakkında hükmedilen cezanın 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesi uyarınca arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1- Sanık hakkında 29.11.2006 tarihinde düzenlenen kaçak tespit tutanağı ili ilgili açılan kamu davası yönünden verilen kararın temyiz incelemesinde;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Sanık hakkında 02.11.2006 ve 29.11.2006 tarihlerinde sayaçtan geçirilmeden direk bağlı hatla kaçak elektrik kullanıldığına ilişkin iki ayrı tutanak tutulduğu ve iki ayrı dava açıldığı, mahkemece ikinci tutanak için bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve bilirkişinin 2. Tutanak yönünden katılan kurumun zararını hesapladığı ve sanığın ödediği miktarın da bu zararı karşıladığı dikkate alındığında, 02.07.2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki” Kanun’un geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde, “yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dahilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanık ya da sanıkları hakkında ceza verilmesine yer olmadığı karar verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi” olduğu değerlendirilip, anılan Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince; sanığın yasal sürenin dolmasından önce ödediği toplam miktarın bilirkişinin belirlediği zararı karşılaması karşısında, sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekli olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 6352 sayılı Yasa’nın geçici 2/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/4-a maddeleri uyarınca sanık hakkında CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Sanık hakkında 02.11.2006 tarihinde düzenlenen kaçak tespit tutanağı ili ilgili açılan kamu davası yönünden verilen kararın temyiz incelemesinde;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Mahkemece konusunda uzman bilirkişiye 02.11.2006 tarihli tutanak yönünden katılan kurumun ne kadar zararının oluştuğunun tespiti için inceleme yaptırılıp rapor alındıktan sonra; 02.07.2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki” Kanun’un geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde, “yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dâhilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanık ya da sanıkları hakkında ceza verilmesine yer olmadığı karar verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi” olduğu değerlendirilip, anılan Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince; sanığa, “şikâyetçi kurumun bilirkişi tarafından tespit edilecek zararını gidermesi halinde hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verileceği” hususunda bildirimde bulunulduktan sonra yasal sürenin geçmesi nedeni ile sanığa makul bir süre de tanınıp bu süre beklenilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininin gerekli olduğu gözetilmeden, yasal süre geçirilip yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 12/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.