Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2013/35470 E. 2014/26689 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/35470
KARAR NO : 2014/26689
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

Tebliğname No : 2 – 2012/240114
MAHKEMESİ : Selçuk Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/06/2012
NUMARASI : 2012/177 (E) ve 2012/313 (K)
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, iftira

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık hakkında hırsızlık ve iftira suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Katılan İ.. K.. tarafından direksiyon kilidi ile kilitlenerek sokağa park edilen motosikletin, direksiyon kilidinin kırılarak çalınması eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesinin 1. cümlesinde “Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında” işlenmesi biçiminde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, aynı Yasa’nın 141/1 maddesiyle uygulama yapılması ve adli sicil kaydına göre, Torbalı Sulh Ceza Mahkemesinin 15.10.2009 tarih ve 1031-1127 sayılı ilamının tekerrüre esas nitelikte olduğu ve sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedenleri yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2- Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesine gelince;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21.01.2014 tarihli ve 2013/2-686 E., 2014/19 K. sayılı kararında belirtildiği gibi hırsızlık ve mala zarar verme suçları 5237 sayılı TCK’nın onuncu bölümünde “mal varlığına karşı suçlar” başlığı altında düzenlenmiş olup her iki suçun koruduğu hukuki değer kişinin mal varlığıdır. Hırsızlık eyleminde fail zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden tamamını veya bir kısmını almak suretiyle, mağdurun mal varlığına zarar vermektedir. Mala zarar verme suçunda ise başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkıp, tahrip etmek ya da yok edip bozmak suretiyle kullanılamaz hâle getirip veya kirleterek zarar vermektedir.
Her iki suç tipinde de mağdur mal varlığı itibarıyla zarar görmektedir. Hırsızlık suçunda suça konu mal, alıp götürülmek suretiyle mağdurun zilyetliği tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Mala zarar verme suçunda ise malın mutlaka alınması gerekli olmayıp, çoğunlukla malın tamamı ortadan kaldırılmamakta, zarar verilerek kısmen veya tamamen kullanılmaz hale getirilmektedir. İki suçu bir birinden ayıran önemli özellik ise; hırsızlıkta fail faydalanma amacıyla eylemini gerçekleştirdiği halde, mala zarar verme suçunda mağdura zarar verme düşüncesiyle hareket etmektedir. Mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı tanışır mal olması halinde, ayrıca mala zarar verme suçundan da ceza verilmemesi gerekmektedir. Ancak hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken suça konu mal dışında bir başka eşyaya zarar verilmiş ise, mala zarar verme suçu ayrıca gerçekleşecektir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığın, motosikletin kilidini kırarak çaldığı ve katılanın beyanına göre de hasarlı olarak ele geçirildiği olayda, suç konusu motosikletle ilgili olarak hırsızlık eylemini gerçekleştirebilmek için motosikletten bağımsız olan başkaca bir mala zarar verilmesi söz konusu olmayıp, bizzat suç konusu olan motosiklet üzerinde meydana gelen bir zarar bulunmaktadır. Burada suçun konusunu oluşturan mal, motosikletin tamamı olup, zarar da motosikletin çalınmasıdır. Bu nedenle sanığın eyleminin sadece hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun hukuki nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek ayrıca mala zarar suçundan da hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 13/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.