Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2013/2610 E. 2013/24160 K. 23.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2610
KARAR NO : 2013/24160
KARAR TARİHİ : 23.10.2013

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, Mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan verilen hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde ;
Mala zarar verme suçundan doğrudan hükmolunan adli para cezalarının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Yasanın 26.maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici 2.maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından sanıkların temyiz isteğinin aynı Kanunun 317.maddesi gereğince REDDİNE
2-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçlarından verilen hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde ;
Dosya içeriğine ve anlatımlara göre, katılanın caminin avlusuna sadece direksiyon kilidi ile kilitleyip dışarıdan bir yere sabitlenecek şekilde kilitlemeden bıraktığı motosikletinin çalınması şeklindeki sanığın eyleminin,5237 Sayılı TCK.nın 141/1.maddesinde öngörülen suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde aynı kanunun 142/1-b maddesi ile hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 23.10.2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:

Sanığın, direksiyon kilidiyle kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınarak caminin avlusuna park edilmiş suça konu motosikleti çalması biçimindeki eyleminin, 5237 sayılı TCK.nun 142/1-b maddesinin 1. cümlesinde tanımlanan; hırsızlık suçunun, “herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle … muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında” işlenmesi biçiminde tanımlanan suçu oluşturduğunu, bu nedenle mahkemenin uygulamasının doğru olduğunu düşündüğümüzden, sayın çoğunluğun, yukarıda yazılı biçimde eylemin TCK.nun 141/1. maddesindeki suçu oluşturduğuna ilişkin bozma düşüncesine katılmıyoruz.