Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2011/7392 E. 2011/5299 K. 16.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/7392
KARAR NO : 2011/5299
KARAR TARİHİ : 16.03.2011

T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi

Tehditle ihkakı hak suçundan sanık …’ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 308/3, 61, 72, 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 4.maddelerri uyarınca 142.365.600 Türk lirası ağır para cezası ile cezalandırılmasına dair (MİLAS) Sulh Ceza Mahkemesinin 13/12/2001 tarihli ve 2001/390 esas, 2001/1246 sayılı kararının infazı sırasında, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine, 5237 sayılı Kanun’un 88/1.maddesi uyarınca 100.00 yeni Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Milas Sulh Ceza Mahkemesinin 08/06/2005 tarihli ve 2001/390 esas, 2001/1246 sayılı ek karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 08/12/2010 … ve 2010/13870/72700 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.01.2011 … ve 2010/332373 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
1-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2.maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3.maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/12/2005 tarihli ve 2005/3-162-173 sayılı kararına nazaran, lehe kanunun tespit edilip, uygulanması, herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, delil toplanmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa yada cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin bir hükmün uygulanması imkanı sonraki kanun ile doğmuşsa, hükümde değişiklik yargılamasının duruşmalı yapılmasının zorunlu olduğu gözetilmeden, dosya üzerinden karar verilmesinde,
2-Lehe hüküm olarak değerlendirilen 5237 sayılı Kanun’un 88.madde birinci fıkranın 31/03/2005 tarihli ve 5328 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 6.maddesi ile metinden çıkarılmış olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
İsabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5252 Sayılı Kanunun 9/1. maddesi, 1.6.2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak 5237 sayılı TCK.nun lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde duruşma yapılmaksızın da karar verilebileceğini öngörmüşse de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.12.2005 … ve 162/173 sayılı kararında açıklandığı gibi lehe olan yasanın belirlenmesi herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa veya cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin hükümlerin uygulanması olanağı sonraki yasa ile doğmuşsa hükümde değişiklik yargılamasının duruşmalı yapılması zorunlu olduğundan ve TCK.’nın 88/1.maddesinin 31.03.2005 …, 5328 sayılı Yasa ile değiştirildiği dikkate alınmadığından kanun yararına bozma istemi yerinde görülmekle, (MİLAS) Sulh Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 08.06.2005 … ve 2001/ 390-1246 sayılı kararın 5271 sayılı Ceza muhakemesi Kanununun 309.maddesinin 4.fıkrasının (b) bendi uyarınca BOZULMASINA, sonraki işlemlerin, mahkemesince yerine getirilmesine, 16.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.