YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2010/32710
KARAR NO : 2012/41580
KARAR TARİHİ : 20.09.2012
Tebliğname No : 4 – 2009/21251
MAHKEMESİ : Alucra Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15/04/2008
NUMARASI : 2007/59 (E) ve 2008/17 (K)
SUÇ : Hakaret, konut dokunulmazlığını bozma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Sanığın, 5271 sayılı CMK.nun 191/3-b maddesine aykırı olarak iddianame okunmadan ve yüklenen suçları anlatılmadan sorguya çekilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2- Oluşa göre, itfaiye de çalışan sanığın 110 yangın ihbar hattının kullanılmak suretiyle asılsız ihbar yapıldığından bahisle katılanlara ait eve giderek atılı suçları işlemiş olması karşısında, 5237 sayılı TCK nun 29. maddesi hükümlerinden yararlanması koşullarının karar yerinde tartışılmaması,
3- Her ne kadar yasalarımızda aleniyet hakkında açık bir tanıma yer verilmemiş ise de aleniyet kalabalık sayıda kimselerin hakareti öğrenmelerinin mümkün bulunması hali olarak açıklanabilir, söylenen sözün duyulup duyulmaması önemli olmayıp, bunun olanaklı bulunması yeterlidir. Aleniyet “hakaret teşkil eden fiilin belirli olmayan birçok kişi tarafından algılanabilir bir mahiyette bulunması olarak” da tanımlanabilir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu hakaretin herkesin girip çıktığı bu nedenle herhangi bir kimsenin duyup işitebileceği yerde yapılması halinde aleniyet vardır demiştir. Aleniyet belirsiz sayıdaki kişilerin sövmeyi oluşturan sözü duymalarının olanaklı olduğu halde suçun işlenmesini ifade eder, söylenen sözün fiilen duyulup duyulmadığı önemli olmayıp, böyle bir olanağın yaratılması yeterlidir.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, dava konusu olayda evin kapısının açık olması tek başına aleniyet unsurunun gerçekleştiği anlamına gelmeyeceğinden, öncelikle evin konumu, çevrede bina, yol bulunup bulunmadığı, evin bahçesinin olup olmadığı, kapının açık olması halinde evin içindeki konuşmaların çevreden duyulup duyulamayacağı gibi unsurlar belirlendikten sonra hakaret suçu yönünden aleniyetin gerçekleşip gerçekleşmediği anlaşılabilecekken bu yönlerden araştırma yapılmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
4- Katılanların dosyaya yansımış belgeye dayalı bir zararlarının bulunmadığı, manevi zararların hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi sırasında nazara alınamayacağı gibi konut dokunulmazlığını bozma suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı gözetildiğinde; önceden sabıkası olmayan ve yargılama sürecindeki davranışları ve kişiliği olumlu değerlendirilmekle cezalarından indirim yapılan, tekrar suç işlemeyeceği kanaati ile hapis cezası ertelenen sanık hakkında “katılanların maddi manevi zararlarını gidermediğinden” bahisle 5271 sayılı CMK.nun 231/5 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, Üst C. Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 20/09/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.