Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2010/23311 E. 2010/29039 K. 20.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2010/23311
KARAR NO : 2010/29039
KARAR TARİHİ : 20.10.2010

Tebliğname No : KYB – 2010/146717
MAHKEMESİ : DİDİM Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 21/01/2008 – 2007/671 , 2008/65
SUÇ : Kasten yaralama suçu

Kasten yaralama suçundan sanık L.. D..’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3, 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın anılan Kanun’un 51/1. maddesi uyarınca ertelenmesine, aynı maddenin 3. fıkrası gereğince 1 yıl denetim altında bulundurulmasına dair, DİDİM Sulh Ceza Mahkemesinin 21/01/2008 tarihli ve 2007/671 esas, 2008/65 sayılı kararının infazı sırasında, 08/02/2008 tarihli ve 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un lehe hükümlerinin uygulanması amacıyla yapılan talep üzerine, sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması talebinin sanık hakkındaki cezanın ertelenmiş olması sebebiyle reddine dair, aynı mahkemenin 03/04/2008 tarihli ve 2007/671 esas, 2008/65 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 05.06.2010 gün ve 2010/6663-36194 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.06.2010 gün ve 2010/146717 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
1)08/02/2008 tarihli ve 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 1. madde 2. fıkrasındaki “Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten önce kesinleşmiş ve infaz edilmekte olan mahkûmiyet kararları hakkında, lehe kanun hükümleri, hükmü veren mahkemece 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 98 ilâ 101 inci maddeleri dikkate alınmak ve dosya üzerinden incelenmek suretiyle belirlenir. Ancak, hükmün konusunun herhangi bir inceleme, araştırma, delil tartışması ve takdir hakkının kullanılmasını gerektirmesi halinde inceleme, duruşma açılmak suretiyle yapılabilir.” şeklindeki düzenleme ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/12/2005 tarihli ve 2005/3-162-173 sayılı kararına nazaran, lehe yasanın saptanıp uygulanması, herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, kanıt toplanmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa yada cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin bir hükmün uygulanması olanağı sonraki yasa ile doğmuşsa, hükümde değişiklik yargılamasının duruşmalı yapılmasının zorunlu olduğu gözetilmeden yazılı şekilde evrak üzerinde karar verilmesinde,
2)Sanığa verilen cezanın 5237 sayılı Kanun’un 51. maddesi gereğince ertelenmiş olduğu anlaşılsa da, daha sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun sanığın lehine olduğu cihetle, bu hususun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesinde,
İsabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5728 sayılı yasanın Geçici 1.maddesinin 2.fıkrasında “Bu kanun yürürlüğe girdiği tarihten önce kesinleşmiş ve infaz edilmekte olan mahkumiyet kararları hakkında lehe kanun hükümleri, hükmü veren mahkemece 13.12.2004 tarih ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 98 ila 101. maddeleri dikkate alınmak ve dosya üzerinden incelenmek suretiyle belirlenir. Ancak hükmün konusunun herhangi bir inceleme, araştırma, delil tartışması ve takdir hakkının kullanılmasını gerektirmesi halinde, inceleme duruşma açılmak suretiyle yapılabilir.” hükmü getirilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.09.2009 gün, 2009/9-91,212 sayılı kararında belirtildiği üzere, 5728 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce kesinleşmiş, infaz edilmekte ve hatta koşulları bulunmakta ise infaz edilmiş olan mahkûmiyet kararları hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumuna ilişkin uyarlama, hükmü veren mahkemece, genel bir ilke olarak objektif koşulların (mahkûmiyet hükmü olması, suç niteliği ve ceza miktarı ile daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama) değerlendirilmesiyle sınırlı bir inceleme yapılması halinde evrak üzerinde, subjektif koşulların (sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışlarının) değerlendirilmesi gereken hallerde ise duruşma açılarak yapılmalıdır.
Hükümlü L.. D.. hakkında, 23.08.2007 tarihinde işlediği kasten yaralama suçundan, Didim Sulh Ceza Mahkemesinin, 21.01.2008 gün, 2007/671, 2008/65 sayılı mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra, 5728 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi üzerine, hükmü veren mahkemece dosya üzerinde inceleme ile 03.04.2008 tarih, aynı sayılı ek kararla, tecilli hapis cezası yönünden bu aşamada hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunun değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı, ancak denetim süresi içerisinde, yeniden suç işlediği takdirde bu değerlendirmenin yapılabileceği gerekçesiyle talebin reddine karar verilip, itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Sanık hakkında hükmolunan ceza miktarı, daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunmaması ve işlediği suç nedeniyle mağdurun, dosyaya yansıyan maddi bir zararının da olmaması dikkate alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması için gerekli objektif koşullar gerçekleşmiş olmakla, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışlarına ilişkin subjektif koşulların incelenmesi ve bu incelemenin, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun yukarıda ayrıntısından sözedilen 29.09.2009 günlü kararında belirtildiği üzere, hükmü veren mahkemece duruşmalı yapılması gerekmektedir. Didim Sulh Ceza Mahkemesince, hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hakkında, duruşmalı inceleme yapılmayıp, subjektif koşulların da değerlendirilmemesi nedeniyle (1) no’lu kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden,
(2) no’lu kanun yararına bozma istemine gelince;
Didim Sulh Ceza Mahkemesinin 21.01.2008 gün, 2007/671, 2008/65 sayılı kararı ile hükümlü L.. D.. hakkında, eşini kasten yaralama suçundan, TCK.’nın 86/2,3,62,51/1.maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası verilip ertelenmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. 5728 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi üzerine, yasanın 562.maddesi ile Değişik CMK.’nın 231.maddesinin sanık yönünden değerlendirilmesi istemi üzerine hükmü veren mahkemece, 03.04.2008 günlü kararla, ilamın tecilli olması nedeniyle 5728 sayılı Yasanın geçici 1.madde 2.fıkrası kapsamında olmadığı şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle istemin reddine karar verilmiş, itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.
5271 sayılı Yasanın 231. maddesinin 5.fıkrasında, “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder” düzenlemesi karşısında, açıklanması geri bırakılan hükmün, ertelenen hükümden daha lehe hukuksal sonuç doğuracağı açıktır. 5271 sayılı CMK.’nın 231.maddesinin 7.fıkrasında, açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkum olunan hapis cezasının ertelenemeyeceği ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemeyeceği düzenlenmiş olduğundan, mahkemece yapılacak değerlendirme sonucunda, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği takdirde, TCK.’nın 51/1.maddesi uyarınca erteleme hükmü uygulanamayacaktır. Ancak denetim süresi içerisinde, kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, hüküm açıklandığında, ilk verilen hükümde erteleme hükmü uygulandığından ve bu durum kazanılmış hak oluşturacağından, mahkemece verilecek hapis cezası TCK.’nın 51/1.maddesi uyarınca ertelenecektir.
Bu aşamada, erteli mahkumiyet hükmü yönünden de yukarıda belirtilen şekilde hukuki sonuçları itibariyle daha lehe olan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının değerlendirilmesine engel yasal düzenleme bulunmadığından, (2) no’lu kanun yararına bozma istemi de yerinde görüldüğünden, (DİDİM) Sulh Ceza Mahkemesi’nden verilip kesinleşen, 03.04.2008 gün ve 2007/671, 2008/65 sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesinin 4.fıkrasının (b) bendi uyarınca BOZULMASINA, sonraki işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine, 20.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.