Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2010/15806 E. 2010/23852 K. 15.07.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2010/15806
KARAR NO : 2010/23852
KARAR TARİHİ : 15.07.2010

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dairemizce de kabul edilerek uygulanan Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.01.2007 tarih ve 3-9 esas 2007/18 kararında belirtildiği üzere; 5271 sayılı CMK. nın 232/6 ve 34/2. maddeleri ve 1412 sayılı CMUK’nun 310.maddesine göre gereğince kararda başvurulacak yasa yolu, süresi ve mercii yanında başvuru süresinin başlangıcı ve başvuru şeklinin de kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerektiği halde, sanık ve müdafiinin yokluğunda verilen 16.03.2006 tarihli karar ile sanık hakkında 5395 sayılı Yasanın 23.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik verilen hükümde temyiz süresinin başlangıcı ve başvuru şeklinin gösterilmemesi nedeniyle, sanık müdafiinin temyiz isteminin süresinde kabul edilerek yapılan incelemede;
… sanık …’ya 5271 Sayılı CMK.’nun 150/son maddesi gereğince baro tarafından atanan ve 11.11.2005 tarihli duruşmada sanık müdafii olarak duruşmalara katılmasına karar verilen ve 09.12.2005 tarihli duruşmaya da sanık ile birlikte katılan avukat … …’ün sanık müdafii olduğu anlaşılmıştır.
Kararın kesinleştirilerek infaza gönderilmesi üzerine hükümdeki 5395 sayılı Yasanın 24/3.maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına ilişkin kısım infazda tereddüt oluşturduğu gerekçesiyle Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine mahkemece 08.06.200 tarihli düzeltme kararı sanık veya müdafiine tebliğ edilmemiştir.
Hükmün infazı aşamasında 5560 sayılı yasa ile CMK 231.maddesinde yapılan değişiklik üzerine “denetim süresinin 3 yıla indiğinden infazda tereddüt oluştuğundan 5275 sayılı Yasının 98.maddesi gereğince yeniden mahkemeden karar alınması için talepte bulunulmuş, mahkemenin 16.01.2007 tarihli ek kararda sanık müdafii olarak yazılan ve sanık ile ilgili görevlendirme kararı bulunmayan Avukat … BAĞAÇ’a ve ayrıca sanığın asıl müdafii Avukat … …’e tebliğ edilmiş ve Avukat … BAĞAÇ tarafından bu ek karara yönelik yapılan itiraz üzerine Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesi 08.02.2007 tarihli kararı ile itirazın reddine karar verilmiştir.
Daha sonra sanık yapılan tebligatlara rağmen denetimli serbestlik merkezine başvurmayarak yükümlülüklerine uymadığ gerekçesiyle mahkemenin dosya üzerinden verdiği 19.03.2007 tarihli

Ek karar ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 23/6.maddesi gereğince hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de;
Sanık müdafii Avukat … … tarafından Doğubayazıt 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 16.03.2006 tarihli ilk karara yönelik temyiz isteminde bulunulduğu verilen hükümde temyiz süresinin başlangıcı ve başvuru şeklinin gösterilmemesi nedeniyle, sanık müdafiinin temyiz isteminin süresinde kabul edilerek sanık hakkında mahkemenin 16.03.2006 tarihli ilk kararından sonra verilen kararların hukuken geçersiz olduğu anlaşılmakla, 16.03.2006 tarihli karara yönelik itirazların incelenmesinde;
I-Sanık müdafii Avukat … BAĞAÇ’un temyiz isteminin incelenmesinde;
Kovuşturma aşamasında Doğubayazıt 2.Asliye Ceza Mahkemesinde sanığa CMK 150/son maddesi gereğince baro tarafından atanan avukatın … … olduğu dosya içerisinde Avukat … BAĞAÇ’ın sanık …’nın müdafii olarak görevlendirmesine ilişkin yazı veya vekaletnamesinin bulunmadığı anlaşılmakla, avukat … BAĞAÇ’ın temyiz isteminin 1412 Sayılı CMUK’nun 317.maddesi gereğince REDDİNE
II-Sanık müdafii Avukat … …’ün temyiz isteminin incelenmesinde;
5271 Sayılı CMK.’nun 231. maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 Sayılı CMK.nun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran sanık müdafiinin haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için dosyanın incelenmeksizin mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 15.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.