YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2010/15597
KARAR NO : 2010/17890
KARAR TARİHİ : 02.06.2010
Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 179/2-3, 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun’un 51/1-b maddesine göre cezanın ertelenmesine, aynı Kanun’un 53/6. maddesi gereğince 3 yıl süreyle ehliyetinin geri alınmasına dair (DENİZLİ) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 10/04/2007 tarihli ve 2006/650 esas, 2007/279 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 18/04/2010 gün ve 2010/4588/24916 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.05.2010 gün ve 2010/100756 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, sanığın mahkûm Olduğu suçun kasıtlı suç olması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 53/6. maddesi uyarınca sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı Yasanın 34/2. maddesinde; “Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir.”, 232/6. maddesinde; “Hüküm fıkrasında, kanun yollarına başvurma olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.” şeklinde emredici düzenlemeler bulunmaktadır. Gerek yüze karşı, gerekse yoklukta verilen hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolunun, süresinin, başvuru yapılacak merci ile başvuru şeklinin gösterilmesi zorunludur.
5271 sayılı yasanın 40. maddesinin 1. fıkrasında, kusuru olmaksızın bir süreyi geçirmiş olan kişinin, eski hale getirme isteminde bulunabileceği, 2. fıkrasında ise, yasa yoluna başvuru hakkının kendisine bildirilmemesi halinde, kişinin kusursuz sayılacağı hususlarının düzenlenmesi karşısında, yasa yolu, mercii , süre ve şekilden birinin veya birkaçının hiç gösterilmemesi veya yanlış gösterilmesi halinde, 5271 sayılı Yasanın 40. maddesindeki düzenleme uyarınca eski hale getirme nedeninin varlığı kabul edilmelidir.
Denizli 1.Sulh Ceza Mahkemesinin incelemeye konu 10.04.2007 tarihli kararında, sanığın yüzüne karşı verilen hükmün, yasa yolu başvuru şekli ve süresi belirtilmiş, yasa yolu ve mercii gösterilmemiştir. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün, bu eksiklik nedeniyle kararın kesinleşmediği yönündeki 09.09.2009 tarihli yazıları üzerine, yasa yolu ve merciinin bildirilmesi yerine, anılan yazının sanığa tebliği ile yetinilip, 22.10.2009 günü tebliğ edilen bu bildirimde de yasa yolu ve merciine yer verilmemiştir. Sanığın, yasa yolu ve mercii konusunda bilgilendirilmesi ve yasa yoluna başvurması durumunda hukuksal sürecin tamamlanması gerekmektedir.
5271 Sayılı CMK’nun 309. maddesinde düzenlenen yasa yararına bozma kurumu, kesin olan ya da temyiz edilmeden kesinleşen hükümlere karşı başvurulan olağanüstü bir yasa yoludur. Henüz kesinleşmeyen kararın yasa yararına bozulması olanaksızdır. Yasa yolu ve mercii gösterilmeyen hükmün kesinleştiğinden sözedilemez.
Bu itibarla, mahkeme tarafından sanığa, başvuracağı yasa yolu, mercii, süresi ve başvuru şekli usulüne uygun şekilde açıklanarak, gerekçeli karar yeniden tebliğ edilip, kararın usulüne uygun şekilde kesinleşmesi sağlandıktan sonra kanun yararına bozma isteminde bulunulması mümkün bulunmakla, Denizli 1.Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 10.04.2007 gün ve 2006/650, 2007/279 sayılı kesinleşmemiş karara yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 02.06.2010 günü oybirliğiyle karar verildi.