YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2009/987
KARAR NO : 2010/2744
KARAR TARİHİ : 04.02.2010
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : MAHKUMİYET
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan 5271 sayılı CMK.nun 231/6. maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmama” koşulunun bulunmaması nedeniyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
Katılan kurumun 28.02.2005 tarih ve 933 sayılı sayacın yazısında abonelerin ilk abonelik aşamasında ölçü devresi kontrol edilerek sayacın mühürlenmekte olduğunun, belirtilmesi karşısında, sanığın eyleminin 765 sayılı TCK’nun 492/2. Maddesine uyduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Suça konu sayaca film ile müdahale edildiğine ilişkin 01.04.2004 tarihli Sanayi ve Ticaret il Müdürlüğü Ölçüler ve Ayarlar Şube Müdürlüğünün raporu ve kaçak elektrik tespit tutanağında kaçak tüketimin mevcut olduğuna dair maddi bir bulguya yer verilmemesi ve sanığın da atılı suçu işlemediğini savunması karşısında; tespit tarahinden sonraki bir yıllık dönemi kapsayan enerji tüketim föyü katılan kurumdan getirtilip, Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü Ölçüler ve Ayarlar Şube Müdürlüğünün rapor, düzenleyicileri tanık olarak dinlenip, sayacın içinde film olup olmadığı belirlenerek, sanığın evinde bulunan elektrikli aletlere göre, tutanak tarihinden önceki mevcut kurulu güç belirlenip, ihtilaflı dönemdeki tüketimin kurulu güce göre normal olup olmadığı araştırılıp ve suç tarihinden önceki ihtilaflı dönemdeki
tüketim ile suç tarihinden sonraki ihtilafsız dönemdeki tüketim miktarları karşılaştırılarak, suç tarihinden sonra tüketimde bariz bir artma olup olmadığı tespit edilip, bariz bir artma var ise, bunun nedeni sanığa açıklattırılıp sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik kovuştdurma ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 04.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.