Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2009/1715 E. 2010/1143 K. 25.01.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2009/1715
KARAR NO : 2010/1143
KARAR TARİHİ : 25.01.2010

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Elektrik Hırsızlığı
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dava konusu sayacın olay öncesinde mühürlenmiş olup olmadığı araştırılmadan 765 sayılı TCK. nun 491/ilk maddesi ile hüküm kurulması ve kaçak elektrik kullanmak suretiyle hırsızlık suçuna ilişkin zararın, iddianame tarihinden önce rızaen ve tamamen iade ve tazmin edilmesinin,765 Sayılı TCK. nun 523/1 ve 5237 sayılı TCK.nun 168/1-2 maddeleri gereğince cezadan indirim nedeni olduğu, yasal bir indirim nedeninin aynı zamanda hapis cezasını tamamen ortadan kaldıracak şekilde, aynen tazmin tedbirine dönüştürülmesinin mümkün olmadığı, böyle bir uygulamanın yakınanın zararını gidermeyen hükümlüye yeni bir olanak tanırken soruşturma evresinde zararı ödeyen sanık aleyhine ve adalete aykırı bir sonuç doğuracağı da gözetilmeden, sanık hakkında 765 sayılı TCK. nun 491/ilk, 522. maddeleri uyarınca hükmolunan 2 ay hapis cezasının, 647 sayılı Kanunun 4. maddesinde belirtilen aynen tazmin tedbirine çevrilmesine karar verilmesi aleyhe temyiz olmadığından ve sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK’nun 231/6.maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmama” koşulunun bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlendiğinden bozma nedeni yapılmamış ve bu nedenlerle tebliğnamedeki, cezanın tazmin tedbirine çevrilemeyeceği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının tartışılması gerektiğine ilişkin bozma düşüncelerine iştirak edilmemiştir.

Dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Sanık soruşturma aşamasında, 10.01.2005 tarihli ifadesinde, katılan kurumun bildirdiği kaçak elektrik bedelini ödediğini savunması karşısında, bu husus araştırılarak, sonucuna göre sanık hakkında 765 sayılı TCK’nun 523/1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK.nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın gözetilmesine, 25.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.