Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2009/16588 E. 2010/19210 K. 14.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2009/16588
KARAR NO : 2010/19210
KARAR TARİHİ : 14.06.2010

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama, hakaret
HÜKÜM : BERAAT, ceza verilmesine yer olmadığına

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
I.Sanık hakkında katılan …’i kasten yaralama ve hakaret suçlarından verilen hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığa atılı kasten yaralama ve hakaret suçlarının gerektirdiği cezanın miktar ve nev’i itibariyle tabi olduğu 765 Sayılı TCK.nun 102/4. maddesine göre hesaplanan beş yıllık zamanaşımının sanığın sorgusunun yapıldığı 01.03.2005 tarihi ile inceleme tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşılmakla hükmün BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı CMK.nun 223/8.maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
II.Sanık hakkında katılan …’ı kasten yaralama suçundan verilen hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığın, katılan küçük …’ı arabasının çizilmesi nedeniyle katılanın yanındaki arkadaşı ile birlikte kovaladığı ancak yakalanarak yere atılmak ve tehdit edilmek suretiyle psikolojik şiddet uygulandığının tanıkların beyanı ve aile tarafından aldırılan geçici raporda etkili eylem iddiasının doğrulanmadığı, 12.10.2004 tarihli raporda da ailenin öyküsü ile yapılan muayenede saptanan akut stres bozukluğunun sanığın yaptığı kabul edilen kovalama eyleminin küçüğün araba çizilme eylemi nedeniyle gerçekleştiği, sanığın kınanmasını gerektirebilecek abartılı,haksız ve kusurlu bir davranışının bulunmadığından beraatine karar verilmiş ise de;
Sanığın arabasını çizdikleri gerekçesiyle katılan küçük … ve arkadaşı …’e önce oyun oynadıkları yerde bağırdığı, ardından arabasına binerek katılan ve …’in peşine düşerek onları …’in oturduğu eve kadar kovaladığının anlaşılması, …’in annesi tanık …’in soruşturma sırasındaki 06.10.2004 tarihli beyanında “Saat 18:30 sıralarında evde bulunduğum sırada evin zilinin çalması üzerine evin kapısını açtığımda oğlum ile komşumun oğlu … korkuiçinde, nefes nefese kalmış bir şekilde elleri vede kolları titriyor şekilde gelmeleri üzerine bu esnada … isimli kişide bana sizin çocuğunuz ve …’in çocuğu benim araca zarar verdiler, bunları bunlara yaptıracağım dediğinde … korku içinde .. abi babam sizin aracın hasarını yapar vede ne istersen yapar diye ağlıyor ve korku içinde titriyordu. Bu esnada … abla beni anneme götür dedi, bende …’ı ağlar şekilde annesinin yanına götürdüm” şeklindeki beyanı, olayın akabinde aynı gün Karşıyaka Devlet Hastanesinden alınan adli raporda “şiddetli sıkıntı, üzüntü,ağlama,korku ve titreme” olduğunun ve 12.10.2004 tarihli Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan adli raporda “ailenin anlatımından; öncesinde psikiyatrik sorunu olmayan olgunun, olay gününden sonra korku, dışarı çıkmak istememe, anne-babadan ayrılmama şeklinde yakınmaları olduğuna ve psikiyatrik muayenesinde akut stres bozukluğu bulgularının saptandığının ve 15 gün sonra kontrole çağrıldığının” belirtilmesi ve katılan …’ın katılan …’ın halen olayların etkisi altında bulunduğuna, eğitim hayatının alt üst olduğuna, geceleri sıçrayarak uyandığına dair iddiaları karşısında; CMK’nun 236.maddesi uyarınca duruşma sırasında psikoloji, psikiyatri,tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulmak suretiyle katılan küçük …’ın tanık olarak dinlenmesi ve katılanın ailesi tarafından alındığı kabul edilen 12.10.2004 tarihli adli raporda katılan …’ta akut stres bozukluğunun bulunduğunun bildirilmesi nedeniyle, suç tarihi itibariyle 9 yaşında olan katılan …’ın yaşadığı olay nedeniyle “sıhhatinin bozulması yahut akli melekelerinde teşevvüş(sağlığının yada algılama yeteneğinin bozulması) meydana gelip gelmediği hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeye dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 14.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.