Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2009/16575 E. 2010/19255 K. 14.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2009/16575
KARAR NO : 2010/19255
KARAR TARİHİ : 14.06.2010

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten Yaralama
HÜKÜM : Cezalandırılmalarına ve Sanık Ümmügülsüm Yönünden Temyiz İsteminin Reddine

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
I-Sanık … hakkında verilen hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık … ile Av…. arasında vekalet ilişkisi olmaması nedeniyle Av….’in temyiz isteminin temyize hakkı bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi sonuca etkili görülmemiştir.
Temyiz isteminin reddine dair 11/06/2007 gün ve 1021-562 sayılı ek kararda bir isabetsizlik görülmediğinden bu karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, temyiz isteminin reddine dair ek kararın istem gibi ONANMASINA,
II-Sanık … hakkında verilen karara yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan 5271 sayılı CMK.nun 231/6. maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmama” koşulunun bulunmaması nedeniyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Sanığın kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre cezasının seçenek yaptırımlara çevrilip çevrilmeyeceğine ve suç tarihi itibariyle para cezasından ibaret sabıkası bulunan sanığın daha önce üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması karşısında suçu işledikten sonraki yargılama sürecinde pişmanlık gösterip göstermediği nazara alınıp tekrar suç işleyip işlemeyeceği konusunda oluşan kanaat değerlendirilerek cezasının ertelenip ertelenmeyeceğine karar
verilmesi gerekirken yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin sanık hakkında TCK.nun 50.ve51.maddelerinin uygulanmamasına karar verilmesi,
2-Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu hususta karar verecek merci 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 108.maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 5.fıkrası ile tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde koşullu salıvermeye ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Bu nedenlerle denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında 5275 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenmesinin gerektiği gözetilerek 5237 Sayılı TCK.nun 58.maddesinin 7.fıkrası gereğince sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilmesiyle yetinilmesi gerekirken infazı kısıtlar biçimde sanık hakkında bir yıl denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,
3-Hapis cezasının kanuni sonucu olması nedeniyle sanık hakkında 5237 Sayılı TCK.nun 53/1.maddesinin (d) ve (e) bentlerinde belirtilen hak yoksunluklarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve aynı maddenin (c) bendinde belirtilen hak yoksunluğunun sadece sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca koşullu salıverme tarihine kadar uygulanabileceği gözetilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 14/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.